İtirazın iptali davasında, genel kredi sözleşmesinde “… Bankanın gerek göreceği herhangi bir nedenle hesabın kesilmesi hâlinde kredi borcunun tamamı muaccel olur ve müşteri borç bakiyesini ilk talepte de herhangi bir itirazda bulunmaksızın nakden ve banka dilerse hesaben ödemeyi kabul eder.” hükmü uyarınca banka tarafından hesabın kat’ına dair ihtarnameler keşide edilerek borçlulara gönderilmiş olup, ihtiyati haciz talebinin değerlendirilerek varılacak uygun sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı ile davalı arasında davaya konu iş ve hizmete ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmadığına göre, davalı tarafın itirazlarını karşılar şekilde; davacının sunduğu faturalar ile davalı tarafın dairesinde fiilen yapılan işlerin tek tek karşılaştırılmasının yapılması, davalı tarafça aynı işlerin bir başka firmaya yaptırıldığı savunmasına ilişkin olarak da; davacı işlerinin yapıldığı bildirilen tarih ile davalı tarafça başka firmaya yaptırıldığı bildirilen fatura ve tarihlerin gözetilmesi ve keşifteki davalı çalışanının beyanının işlerin davacı firma tarafından yapıldığına ilişkin bir kabul olarak değerlendirilemeyeceği hususları birlikte değerlendirilerek, ayrıntılı şekilde bir inceleme yapılarak bu konuda gerektiğinde konusunda uzman yeni bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkemenin öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırması gerektiği- İlâmsız icra takibi yalnız para alacakları için geçerli olacağından, davanın dayanağı icra takibinin de para alacağına ilişkin olduğuna kuşku bulunmadığı, taraflar arasındaki akdi ilişkinin inkâr edilmediği, dosya kapsamına göre sözleşmenin ifa edileceği yer de açıkça belirlenmediğinden davacının yerleşim yeri olan icra dairesinde de takip yapabileceği- İlâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesinin de yetkili kılındığı-
Davacı ile davalı şirket arasındaki sözleşmeye göre, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi olduğu, dava taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine dayandığı, hizmet sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davaların İş Mahkemelerinde görüleceği, bu yönler gözönünde tutularak görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Alacaklı vekilinin UYAP sistemi üzerinden e-imza yolu ile feragat dilekçesi gönderdiği görülmüş olup, vekilin, o tarihte yurtdışında olduğunu, bu işlemin kendisi tarafından yapılmayıp o tarihte yanında stajyer avukat olarak çalışan tarafından sehven yapılmış olduğunu, özellikle sulh, feragat, kabul gibi işlemler için açık muvafakat arandığından, muvafakat vermediği stajyer avukatın sehven yapmış olduğu feragat işleminin geçerli olduğunun düşünülemeyeceğini savunmuşsa da, takip dosyasına yönelik feragat beyanının, vekilinin şifresi girilmek suretiyle elektronik ortamda yapılan feragat geçerli olup o tarihte yurt dışında olması aksine sonuç doğurmayacağı-
İspat yükü üzerine düşen davalı, taşınmazların sözleşmeye uygun şekilde davacıya teslim edildiğini ispatlayamadığı, ancak davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı, bu ispat külfeti dikkate alınarak ve taşınmazların hangi tarihte davacıya sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği hususunda ayrıntılı araştırma yapılıp, davalının yemin deliline dayandığı hususu da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafın alacağının kaynağı kesinleşmiş ilam olup, söz konusu ilamda dayanak yapılarak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilen icra takibi tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabulü gerektiği-
İtirazın iptali davası icra takibine bağlığığının hem alacağın miktarı, hem de alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğu- Birden çok borç muaccel ise tediyenin, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edileceği- İcra takibi yapılmamış ise tediyenin, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edileceği- Takibe sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davasında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilebileceği ve yalnızca takibe konu faturaların ve faturalara ilişkin ödemelerin taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, faturaların tümünün teslim alan kısımlarında imza olduğu hususunun gözetilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği, aksi yönde yapılacak araştırmanın ise itirazın iptali davasının niteliği ile bağdaşmayacağı- "Tarafların aralarında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmamasına karşın işlemlerini açık hesap ilişkisi olarak devam ettirdikleri, açık hesap ilişkisinde zaman zaman ödeme yapıldığı, birden fazla mal ya da hizmet bulunduğundan ilişkinin, ödemenin hangi faturaya istinaden yapıldığını belirtmeye elverişli olmadığı, uyuşmazlığın ancak açık hesap ilişkisinin sonuna kadar incelenerek çözümlenebileceği" yönündeki görüşlerin HGK. çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Islahla alacak davası haline getirilen itirazın iptali istemli davada, "ıslahla müddeabihin azaltılamayacağı" gözetilerek, davanın kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi ve reddedilen kısım için davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporları arasında çelişkilerin bulunduğu, konusunda uzman bir bilirkişiden önceki rapora yapılan itiraz da karşılanmak üzere açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp hasıl olacak sonucu göre karar verilmesi gerektiği-