Davacı tarafından dava dışı Orman İşletme Müdürlüğü’ne verilen teminat mektubu bedeline ilişkin faiz ve giderlerinin davalı kooperatiften talep edilemeyeceği, bu sebeple Orman İşletme Müdürlüğü’ne verilen teminat mektubu bedeline ilişkin faiz ve giderlerinin alacak miktarından düşürülerek karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olup bu husus karşı davalılar (asıl davada davacılar) yararına usulü kazanılmış hak niteliğinde olduğundan, mahkemece, karşı davada, avukatın murisin ölüm tarihi itibariyle kesinleşen dosyalar bakımından ücrete hak kazandığı gözetilip hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu alacağın likit (belirlenebilir) olması nedeniyle İİK 67/2 maddesi uyarınca hüküm altına alınan miktar üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Havale dekontlarında gönderilen paranın borç verildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmaması halinde, havalenin, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli olmayacağı- Davacı, havale kayıtlarının yanında, davalının iş yerine verdiği şikayet dilekçesine binaen verilen cevaba ve davalıyla aralarında ki facebook yazışmalarına da dayanmış olduğundan ve facebook yazışmalarında davacının ödünç verdiği parayı talep ettiği, davalının ise "paranı göndereceğim hiç şüphen olmasın", "paran en kısa zamanda hesabında olacak" şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığından, delil olarak dayanılan facebook kayıtlarının HMK. mad. 199 anlamında belge niteliğinde olduğunun kabulü ile davacı vekilinin Belediyeye verdiği şikayet dilekçesinde davacının akıl hastası olduğuna ilişkin iddiasına ilişkin olarak davacıya vasi tayini gerekip gerekmediği hususu araştırılarak, davacı yanca dayanılan facebook kayıtları ile Belediye Başkanlığının, şikayet dilekçesine binaen verdiği cevap dilekçesi birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesinin gerektiği; dava şartının sonradan tamamlanabileceği- İtirazın iptali davasının, kısmi dava şeklinde açılabileceği; ilgili miktarın ıslah edilmesinin de mümkün olduğu-
Sözleşmeye konu malların sipariş formlarında davalının satışını yaptığı ürünlerin özel üretim niteliğinde olmadığı fabrikasyon malların davacı tarafça satın alınmaması nedeni ile davalının zararını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de TBK'nun ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'nun sözleşmenin kurulması ve sözleşmeden dönmeyi düzenleyen hükümleri üzerinde durulmadığı, somut olay bakımından anılan kanun hükümleri üzerinde durulup tartışılarak taraf delilleri toplanıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Davacı ile davalı arasında dosya arasında mevcut imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığı gibi davacının da davalı taraf ile aralarında bir sözleşme bulunduğuna dair herhangi bir iddiasının olmadığı, davacı tarafın bağımsız bölümleri satın aldığı şirket ile davalı arasında yapılmış Kaba İnşaat sözleşmesi gereği davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini ve bağımsız bölümleri eksik ve geç teslim ettiği beyan ederek eldeki davayı açtığı, tapu kayıtlarının incelenmesinde davacının bağımsız bölümleri dava dışı şirketten devraldığı açık olduğundan, davacının taleplerini ancak akidi olduğu şirkete karşı ileri sürebileceği, açıklanan gerekçelerle davanın davalı yönünden husumetten reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının ortaklık ihbar tazminatına dair rücu alacağından sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle davalı ortaklığın sadece kıdem tazminatı rücu alacağının dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemi kapsayan kısmından sınırlı sorumlu tutulması gerekeceği, bu nedenle dava dışı işçinin davalılar işçisi olarak çalıştığı süre bir yıldan az olsa bile işçiyi çalıştırdığı süre ile orantılı olarak kıdem tazminatının bu alt işverenlerden tahsiline karar verilmesi gerektiği ve ayrıca işçilik alacakları davası neticesinde davacının ödediği yargılama giderleri, faiz ve vekalet ücreti yönünden de davalılara rücu edilecek işçilik alacağı miktarına göre bir oranlama yapılarak davacının davalılardan bu alacağını da talep edebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının idari para cezasının tahsili konusunda takip yapmakta hukuki yararının her aşamada bulunduğu ve icra takibine girişilmesi için idari para cezasının kesinleşmesine gerek olmadığı gözetildiğinde, mahkemece takip konusu alacağın takip tarihi itibariyle kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddedilmeyeceği-
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; tarafların istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; davalının savunmasının gerekçeli inkar mahiyetinde olduğu, davacının dayandığı banka makbuzlarında ise " H.Y. için, H.Y. hastane, H. hastane" ibarelerinin bulunduğu, havale makbuzlarının hiç birinde gönderilen paranın davalıya borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama bulunmadığı, bu itibarla davacı ve davacının oğlu tarafından (davacının oğlu daha sonra alacak talep hakkını davacıya temlik etmiştir) davalıya borç para verildiğine dair iddiaların yasal delillerle ispatlandığını kabule olanak olmadığı gerekçesi ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, her ne kadar, Bölge Adliye Mahkemesince isabetli olarak davacının, davalıya borç verdiğini kanıtlayamadığı kabul edilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı gözetilerek davacıya yemin deliline başvurma hakkı hatırlatılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-