Keşide yeri bulunmayan bonoya dayanılarak yapılan genel haciz yoluyla takipte, mirasçıların kötüniyetle imza itirazında bulundukları saptanmadığından aleyhlerine tazminata hükmedilemeyeceği-
Davacının takip tarihinden itibaren yasal faize hükmedilemeyeceği yönündeki itirazının yerinde olduğu-
İtirazın iptali davası usul bozması üzerine-
Davacı yanca, takipten önce borcun ödenmesi için davalı yana yapılan bir başvuru olmadığına göre, davalının takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulünün gerekeceği- Bu itibarla, mahkemece, takipten önce işlemiş temerrüt faizi bakımından da itirazın iptaline karar verilmesinin doğru görülmemiş olduğu-
Konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi- Kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazdaki davalıya ait bağımsız bölümden kaynaklandığı ileri sürülen zararın rücuen tahsiline ilişkin davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu-
İlk hüküm davalılar tarafından temyiz edilmediğinden dolayı 'davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan' ilk hükümden daha azına hükmedilemeyeceği-
Davacının, meydana gelen riziko sebebi ile ödenen tazminatı zarar sorumlusundan rücuan talep edilebileceği- Sigorta şirketinin rücu edebileceği tazminat tutarının, zarar görenlerin gerçek zararına göre belirleneceği- Somut olayda, mahkemece sigortalının gerçek zararı hususunda bilirkişi raporu alınmadan, davacı sigorta şirketi tarafından ödenen bedelin davalıdan tahsiline yönelik 'icra takibine itirazın iptaline' karar verilmiş olduğu- Bu durumda mahkemece, rücuan talep edilecek gerçek hasar bedeli hususunda, davalının savunmalarını da karşılar şekilde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği- Davalının sorumlu tutulacağı alacak miktarı likit (belirli, muaccel) olmayıp, alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin de doğru görülmediği-
Aynı alacakla ilgili takip yapıldığı takdirde bu takip itiraza uğramış ve itirazın kaldırılması veya iptaline ilişkin bir talepte bulunulmamış ise İİK'nun 67. maddesi hükmüne istinaden yeni bir takip yapılamayacağı- Mahkemece, birikmiş faiz miktarının TBK'nın 120. maddesindeki yasal sınır da dikkate alınmak suretiyle, bilirkişi marifetiyle tespit ettirilmesi icra takibi sonrasında da TBK'nın 88 ve 120. maddelerde yazılı yasal sınır nazara alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Bozma ilamına uyulduktan sonra, adı geçen davalı yönünden davacı aleyhine olacak şekilde 'davanın reddine' hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-