İtirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken bir dava olup, açık kanuni düzenlemeye göre dava açma süresinin itirazın tebliği ile başlayacağı, İİK’nın 67/1. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında icra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olmasının itirazın tebliği anlamına gelmeyeceği, bu durumda, mahkemece açılan davanın süresinde olduğu gözetilerek, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmediğinden icra müdürlüğünün yetkisi kesinlemiş olduğu- Davalı vekili, süresi içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde ise, mahkemenin yetkisine itiraz ettiğinden, HMK. mad. 10 ve TBK. mad. 89. gereğince sözleşmeden kaynaklı davalarda ifa yeri mahkemesinin de yetkili olduğu- Yetkisiz icra dairesinde takibin yapıldığı ve itirazın iptali davasında dava şartının bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğu-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin dava haksız fiilden kaynaklandığından, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vâki itirazın iptali davasıdır. Her ne kadar mahkemece fatura konusu ürünlerin davalıya teslim edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya içeriğindenfatura konusu malların davalıya teslim edildiği anlaşıldığından, mahkemece 'malların teslim edilmediğinden bahisle davanın reddine' karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde icra takibi yapan alacaklının kötü niyetli olarak kabul edileceği-
Dosya kapsamından, davalının davacı şirket nezdinde iş yeri hekimi olarak çalıştığından, davacının işveren ve davalının işçi olması sebebiyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olduğu anlaşıldığından ve mahkemece, iş mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerekeceği-
Asıl borçlunun borcunu ödemediği, müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefilin sorumlu tutulamayacağı- Ancak kefilin kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından, kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabileceği-
Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesinden kaynaklanan alacağın davalı taşıyıcıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Tellallık sözleşmesinde kararlaştırılan fahiş cezai şartının ("satış bedelinin %6"sı) somut olayın özellikleri, taşınmazın değeri, komisyon ücreti oranı dikkate alınarak "%3" olarak yapılan indirimin düşük olduğu- Sözleşmeden cayılması halinde komisyoncunun ilaveten %3 komisyon ücretine hak kazanacağına ilişkin cezai şart, haksız şart niteliğinde midir?
İdari yargının görev alanına giren konularda ilamsız takip yoluna başvurulamayacağı-