Yabancı para alacağının tahsiline ilişkin davada, “döviz alış kuru”nun değil “döviz satış kuru”nun esas alınacağı-
Alacağı için «asıl borçlu»dan «teminat ipoteği» almış olan bankanın, «ipotek limiti miktarı kadar» borçlu hakkında «ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla», «ipotek limitini aşan miktar için» de, hem borçlu ve -«tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla»- kefiller hakkında «genel haciz yolu ile» takip yapabileceği–
Kredi borcunun teminatı olarak bankaya verilen müşteri senetlerinden, gerek dava öncesi gerekse davanın karar aşamasına kadar geçen süredeki tüm tahsilatların takip konusu borçtan mahsup edilerek bulunacak «bakiye üzerinden itirazın iptaline» karar verilmesi (inkâr tazminatının ise, dava tarihindeki borç üzerinden hesaplanması) gerekeceği–
“İtirazın iptali davası”nda, mahkemece yalnızca ‘itirazın iptaline’ ve istek varsa ‘icra inkar tazminatının tahsiline’; “tahsil davası”nda ise sadece ‘alacağın’ ve istek varsa ‘faizin’ tahsiline karar verilebileceği ayrıca inkar tazminatına hükmedilemeyeceği (“itirazın iptali davası” sonunda “tahsil kararı” verilemeyeceği)-
İtirazın iptali davalarında «maktu» değil, «nisbi» avukatlık ücretine hükmedileceği–
Hesabı kat eden banka tarafından müteselsil kefile -BK. 101 (şimdi; TBK. mad. 117) ve 491 (şimdi; TBK. mad. 590) uyarınca- ihtarda bulunulmadıkça müteselsil kefilin tümerrüde düşmüş olmayacağı–
Kredi sözleşmesine dayanılarak verilen teminat mektubunun riski doğmadığı halde bedelinin depo edilmesi ile ilgili olarak banka tarafından kredi borçlusu ve kefili hakkında genel haciz yolu ile ilâmsız takip yapılabileceği–
Davacının ticari defterlerinin kendisi yararına delil olabilmesi için, davalının defterlerinin de kanıt olarak ileri sürülmesi ve davalının defterlerini ibrazdan kaçınmış olması gerektiği–