Asıl borçlu aleyhine doğrudan davaya konu ilamsız takibin başlatılmasının yasaya uygun olmadığı-
Bankanın konkordato talebi sonrasında Mahkemeye ve komiserliğe başvurarak alacak başvurusu yaptığı, alacağını yazdırdığı, müdahil olarak davaya kabul edildiği, dolayısıyla konkordato süreci işlerken bir taraftan da alacağını tahsil amacıyla kefil yönünden ilamsız takibe giriştiği, kaldı ki takip talebinde tahsilde tekerrür olmamak kaydı da bulunmadığı, İİK 303. maddesi uyarınca alacaklılar kurulu kararını kabul edip etmeyeceği belirli olmayan tarihte, bu süreç işlerken takibe geçmesi ve dava açmasının yerinde olmadığı, zamansız açılan bir dava olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği-
Hak düşürücü süreler içerisinde ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek ayıba bağlı haklarının ortadan kalktığı, satıcının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı-
Davacının şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu ve şirketin ihyasının gerektiği, husumetin tasfiyeyi sağlayan memur ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Önce rehine başvuru kuralının uygulanacağı-
İtirazın iptali davasında, tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydı ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği-
Somut olayda, bilirkişi raporunda davalı şirket yetkilisinin ticari defterleri incelemeye ibraz etmekten kaçındığı belirtilerek davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamamış ise de, davalının ticari defter ve kayıtlarının da davacının delil listesine göre ve davanın mahiyeti itibariyle incelenmesi gerektiğinden, davalıya ticari defter ve kayıtların ibrazı için ihtar edilerek kesin mehil verilmesi, süresi içerisinde defter kayıtlarının ibraz edilmesi halinde davacının iddiaları bakımından davalı defterlerinin bilirkişiye incelettirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın işlemden kaldırıldığı (başvuruya bırakıldığı) tarihten itibaren üç aylık yasal süre içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın HMK 150 uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği-
İşlemiş faizin, kısa kararda sehven yazılmadığının belirtilmesi suretiyle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişkiye mahal verilmesinin isabetli olmadığı- Davacının davalıya zarar verme kastıyla hareket etmemesi nedeni ile reddedilen işlemiş faiz yönünden kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin koşullarının oluşmadığı-
İspatlanamayan bir talebe ilişkin olarak hesaplama yapılması gerekmediği-