Vakıf senedinde yazılı olan amaçların gerçekleştirilmesi olanaklarının azalması ve giderek vakfedenin arzusunun yerine getirilemeyeceğinin anlaşılması halinde, mahkemece vakfın amacının değiştirilmesinin mümkün olduğu, ancak bu konuda mahkemece yeterli araştırma yapılmasının gerekeceği-
Kuruluş (vakıf) senedinde belirlenen amaçlara yönelik faaliyetlerin yürütülmesi için yeterli malvarlığı (ekonomik gücü) bulunmayan vakfın, hükmen dağılmış olarak sicilden silinmesi gerekeceği–
Mütevellilerin azli yetkisinin -Vakıflar K. 33 ve Vakıflar Tüz. 58 ile- Vakıflar Genel Müdürlüğüne verilmiş bir idari görev olduğu, bu durumun adli yargının görev alanı dışında bulunduğu–
Vakıflar Yasası’nın tasfiye hükümlerinin işlemesinden önce vakıf malın tüm mülkiyetinin mutasarrıfa geçtiğinden, mutasarrıfın tam malik sıfatını kazandığından söz edilemeyeceği, anılan yasanın 29. maddesinde açıklanan koşullar gerçekleşmeden, mirasçı bırakmaksızın ölen kişi malik olamayacağı gibi, tasarruf hakkı dahi sona ereceğinden taşınmazın mülkiyetinin Hazineye geçtiğinin ileri sürülemeyeceği, aynı şekilde mutasarrıfı kaçak ve yitik kişi durumuna düşen taşınmazların mülkiyetinin de metruken vakfına dönmesi asıl olup, hiçbir surette Hazine’ye geçmesine yasal olanak olmadığı-
Vakfın asıl amacının niteliği ve kapsamının, vakfedenin vakıf senedinde belirttiği isteğine açıktan açığa uymayacak derecede değişmiş olması halinde, amacın değiştirilmesi için yetkili asliye hukuk mahkemesine başvurulması gerekeceği–
Vakefeden tarafından, kuruluş senedinde belirtilen vakfın amaç ve örgütlenme biçiminin, zorunluluk doğmadıkça, kural olarak vakıf organlarınca değiştirilip genişletilemeyeceği–
Vakıflarda "tevliyete ehil vakıf evladı oluduğunun tesbiti" için, öncelikle vakfeden ile kan bağının isbatlanması sonra da, Vakfiyede öngörülen koşulların gerçekleşmesi gerektiği–