Dava açılmakla fazlaya ilişkin haklar yönünden zamanaşımı kesilmediğinden kısmi ıslaha karşı zamanaşımı definin ileri sürülmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeyin geri istenemeyeceği- Hava parası olarak verilen bedelin istenmesi mümkün olmadığı-
Davacı kredi bedelini ödediği iddiasında bulunup bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiş olup, anılan ödemelerin taraflar arasındaki taşınmaz devri ile bağlantılı olduğunun saptanması halinde güçlü delil teşkil edeceği ve çekişmenin giderilmesinde göz ardı edilemeyeceği- Kredi ödemelerinin yazılı delil başlangıcı veya güçlü delil teşkil edip etmeyeceği hususunun irdelenerek, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edildiğinde davacı tanıklarının yeniden dinlenerek ve davacının ödeme iddiası bakımından tüm delilleri toplanıp, B.K'nın 81. (TBK'nin 97.) maddesi hükümleri de dikkate alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verileceği-
Davacı yüklenici şirketin davalı arsa sahibine kira tazminatı ödemesine karar verildiği anlaşıldığından, BK'nın 81. maddesi hükmü karşısında, yüklenici şirketin anılan borcu durduğu sürece tapu iptali ve tescil istemli bu davayı açmasının diğer davadaki borcunu ödemesine bağlı olacağı, mahkemece bu hususun ön mesele yapılması ve gerekli araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemeyeceği-
Zorunlu ve faydalı masraf bedellerinin tahsili, depozito bedelinin iadesi, ve hava parası olarak ödendiği bildirilen tutarın iadesi istemi-
Haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Davalının ev kadını olduğu, bir gelirinin bulunmadığı, mirasbırakanın manifatura işiyle uğraştığı, mal satmaya ihtiyacı bulunmadığı, temlik işlemini ölümünden 4 ay önce yaptığı, ancak terekesinden para çıkmadığı ve temlikin bedelsiz olduğu-
Tarafların kabulünde bulunan protokolün inanç sözleşmesi niteliğinde olduğu, ayrıca, dosyada davacının kocası ile davalı arasında düzenlenen bir protokol daha bulunduğu, anılan protokolün davacıya ait taşınmazın mülkiyetinin davalıya intikalinin sebebini teşkil etmediği ve davacının da anılan bu sözleşmede imzasının bulunmadığı, davacının kocası ile davalı arasındaki başka bir alacak ve borç ilikisine ait olduğu içeriği ile sabit olduğu, o halde, inanç sözleşmesi dışındaki yapılan protokollerin ve belgelerin inançlı işlemin belgesi olarak kabulüne olanak olmadığı, davacı protokolden kaynaklanan borcunu eda ettiğini ileri sürmüş ve bununla ilgili olarak eşinin bir takım ödemeler yaptığına ilişkin hesap ekstrelerini dosyaya ibraz etmiş ise de ödentileri gösteren belgelerde bu ödemelerin hangi borca ait olduğunun anlaşılamadığı, yapılacak olan arıştırma sonucu yapılan ödemelerin gerçekten de, taşınmazın naklinin dayanağını oluşturan borcun karşılığı olduğunun tespit edilmesi halinde davacının edimini ifa ettiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor