Çekin zayi edildiği iddiasıyla açılan çek iptali davasında, mahkemece çeke ilişkin ödeme yasağı kararı verildiği, çekin son hamil ihtiyati haciz kararı ile ilgili dosyanın takibe konu edilmesi üzerine, takip tarihi sonrası ve ödeme emri tebliği öncesinde çek bedeli ve ferileri olmak üzere ... TL'nin davacı tarafından ihtirazi kayıtla icra dosyasına ödendiğinin anlaşıldığı, davacının, davalıların çeki iktisapta kötüniyetli veya ağır kusurlu olduklarını kanıtlamak zorunda olup, davacı tarafça bu hususun kanıtlanamadığı, aksine davalı tarafından, çekin yetkilisi bulunduğu firma tarafından dava dışı firmaya yapılan araç satış bedeline mahsuben alındığı, her iki tarafın ticari defter kayıtlarıyla kanıtlandığı, bu durumda davanın reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Dava konusu çeke hamil olarak görünen davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu ispat yükü davacı tarafa ait olup, dava konusu çekin davacının çalınan çeklerinden biri olduğunun belirlenmesi ve bu kapsamda zayi nedeniyle çek iptali davasının açılmış olması, davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispatı için yeterli olmadığı- Neticeten, iddia, savunma, taraflarca sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m. 704) kapsamında davalı bankanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunup bulunmadığı değerlendirilerek hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu kambiyo senedinin vade tarihinde tahrifat yapılmış olmasının, senedin kambiyo vasfını etkilemeyeceği- Senedin vade tarihinde tahrifat yapılmış olması halinde, senedin görüldüğünde ödenecek senet vasfını alacağı-
Dava konusu çekin bankaya ibraz edilmediğinden bahisle kambiyo senedi vasfını taşıyıp taşımadığı, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 704’üncü maddesi hükümleri çerçevesinde taraf delillerinin değerlendirilmesinin gerekip gerekmediği, ispat külfetinin davacıda olup olmadığı-
Vade unsurunu taşımayan senedin, görüldüğünde ödenecek bono olarak düzenlendiğinin kabulü gerekeceğinden, bu eksikliğin senedin bono olma vasfını etkilemeyeceği- Vadesi gösterilmemiş bononun bir yıl içinde ibraz edilmemiş olmasının, zamanaşımı müddeti dolmadıkça senet keşidecisini sorumluluktan kurtarmayacağı- İcra takibinin borçluları, bonoyu tanzim eden (keşideci) ve onun lehine aval veren avalist olup, tanzim tarihinden itibaren 1 yıllık ibraz müddeti ve onun bitiminden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde takibe geçildiğine göre, borçlular hakkındaki takipte bir usulsüzlük bulunmadığından müracaat hakkının düştüğünden bahsedilemeyeceği-
Başlangıçta tamamen doldurulmamış olan bononun tedavüle çıkarken anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunun yazılı belgeyle açık şekilde ispatlanması gerektiği-
Senedin ödeme tarihinde tahrifat yapıldığı ve tahrifattan önceki ödeme (vade) tarihinin düzenlenme tarihinden önceki bir tarihe ait olduğunun anlaşılması halinde, senedin kambiyo niteliğinde bulunmadığının kabulü ile kambiyo takibinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu bononun 26.12.2012 düzenlenme tarihli olup, vade kaydını taşımadığından, görüldüğünde ödenecek bono vasfında olduğu, takip borçlusu, bonoyu düzenleyen (keşideci) olup, düzenlenme tarihinden itibaren bir yıllık ibraz müddeti ve onun bitiminden itibaren üç yıllık zamanaşımı süresi içinde (07.05.2015 tarihinde) takibe geçildiğine göre, alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan takipte bir usulsüzlük bulunmadığı-
Dava konusu çek üzerindeki lehdar imzasının sahteliği tespit edilmişse de, lehdarın imzasının sahteliğinin diğer kambiyo borçlularını mesuliyetten kurtarmayacağı, ciro zincirinde de görünüş olarak bir kopukluk olmadığından, çekin hamil tarafından kötü niyetli veya ağır kusur ile iktisap ettiği ispatlanmadığı sürece keşideci tarafından son hamile yapılan ödemenin davacı lehdara iadesinin söz konusu olmayacağı-
Bononun vade tarihinin "keşide gününden muayyen bir müddet sonraya" ait bulunmasının zorunlu olduğu, aksi takdirde dayanak belgenin kambiyo senedi vasfını taşımayacağı- Bilirkişi raporuna göre, senedin tanzim tarihi yıl hanesinde tahrifat yapıldığı ve tahrifattan önceki tanzim tarihinin ne olduğu, buna bağlı olarak da vade tarihinin tanzim tarihinden sonraya ait bir tarih olup olmadığı belirlenemediğinden, bu belirsizliğin borçlular lehine değerlendirilerek senedin kambiyo vasfının ortadan kalktığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca kambiyo senedi niteliğini taşımayan bu belge ile kambiyo takibi yapılmasının mümkün olmadığı-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor