Taraflar farklı şehirlerde yaşıyor olsalar bile, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse "ayrı şehir-ayrı şehir ayrımına" gidilmesinin öneminin bulunmadığı- Bu bakımdan, ayrı şehir-aynı şehir ayrımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru bulunmadığı, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerektiği-
Takibin dayanağı, çocukla baba arasında ara kararda belirtilen saat ve günlerde tedbiren kişisel ilişki kurulmasına yönelik ......... Aile Mahkemesi'nin ............ E. sayılı dosyasından verilen ........... tarihli ara kararı olup bu ara kararı İİK'nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliği taşımadığından bu karara dayanılarak ilamlı icra takibi yapılamayacağı, bu ihtiyati tedbir kararının HMK 393. maddesi uyarınca kararı veren mahkeme tarafından uygulanacağı-
Çocukla baba arasında ara kararda belirtilen saat ve günlerde tedbiren kişisel ilişki kurulmasına yönelik ara karara dayanılarak ilamlı icra takibi yapılamayacağı- İhtiyati tedbir kararının, HMK. mad. 393 uyarınca kararı veren mahkeme tarafından uygulanacağı-
İhtiyati tedbire ilişkin ara kararın infazının İİK. mad. 25/a uyarınca yapılamayacağı- Tedbirin infazı için mahkemesince icra müdürlüğü veya yazı işleri müdürü veya bir başka adliye görevlisi infaz memuru olarak tayin edileceği- Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlere de tedbir kararını veren mahkemece bakılması gerektiği-
Tedbir niteliğinde olan ara kararları, yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemez ise de; anılan karar hükme de bağlanmış ise ilamlı takip dosyasında usul ekonomisi gereği tedbirin infazının da mümkün kılınması gerektiği- Takip tarihinde hükme de bağlanmadığı anlaşılan ve henüz ilam niteliği kazanmayan "çocukla kişisel ilişkiye dair" ara karara dayalı olarak ilamlı takip başlatılamayacağı ve bu durumda takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Aile mahkemesi D. İş koruma kararında "6 aylık koruma süresi ve koruma süresince aylık 750.00 TL tedbir nafakası"na hükmedilmiş ve bu karar aile mahkemesince yazılan müzekkereye ekli olarak alacaklı vekili tarafından ilamlı takibe konulmuş olup, mahkemece, "icra dairesinin infaz memuru sıfatıyla yaptığı işleme karşı itirazı inceleme yetkisinin kararı veren aile mahkemesine ait olduğu, tedbir kararının icra müdürünce uygulanmış olmasının sonuca etkili olmadığı nazara alınarak, icra mahkemesince re'sen görevsizlik kararı vermesi gerekeceği-
İhtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlerin de tedbir kararını veren mahkemece incelenmesi gerektiği- İhtiyati tedbir kararının infazı ile ilgili isteğin İİK'nun 25/a maddesine göre infaz edilemeyeceği- Bu tür kararlarda tedbirin infazı için icra müdürlüğü veya yazı işleri müdürü veya bir başka adliye görevlisi infaz memuru olarak tayin edilmesi gerektiği-
Takip dayanağı ilamda ''müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiği, anne ile anne yanında yatılı kalmak üzere görüşme tesisine" karar verildiği, bu ilamın icra yoluyla infazını istemekte hukuki bir engel bulunmadığından,ilamın ilamlı takip konusu yapılabileceği-
Takibe konu karar, tedbir kararı olduğundan, bu kararın infazı ile ilgili isteğin İİK'nun 25/a maddesine göre infaz edilemeyeceği, bu tür kararlarda tedbirin infazı için icra müdürlüğü veya yazı işleri müdürü veya bir başka adliye görevlisi infaz memuru olarak tayin edileceği-6100 sayılı HMK'nun 394. madde (HUMK m. 101) ve bunu izleyen maddeler uyarınca mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlere de tedbir kararını veren mahkemece (somut olayda Aile Mahkemesi'nce) bakılmasının zorunlu olduğu-
Takibe dayanak ara karar hükme bağlanan babanın müşterek "çocukla belirtilen şekilde şahsi ilişki tesisine" dair olup, çocuk teslimine ilişkin ilamların icrası yolu ile takibe konulduğu, tedbir niteliğinde olan ara kararları İİK'nun 25 ve 25/a maddelerinde yazılı ilam niteliğini taşımadığından ilamlı takibe konu edilemez ise de anılan karar hükme de bağlanmış olduğundan ilamlı takip dosyasında usul ekonomisi (6100 sayılı HMK'nun 30. maddesi) gereği tedbirin infazının da mümkün olması gerekeceği-