Sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından alabilecekleri gibi borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların,İİK.'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini sağlayarak da alabilecekleri- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- Alacaklıların, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haiz olduğu- Yeni TTK hükümleri uyarınca, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısının, 6762 s. TTK.nun 145. maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkına sahip olduğu- Limited şirketlerde pay senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup, pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkının devir ve temlik edilemeyeceği ve yine aynı nedenle bu haklar üzerine rehin ve haciz konulamayacağı- Pay senetlerinin kazanılması ile sermaye payının devralınmış olmayacağı- Esas sermaye payının devredilebilmesinin 6102 sayılı TTK.nun 595 ve 596. maddesi hükümleri şartlarında mümkün olduğu-
Tebligat mazbatasında adresteki binanın yıkıldığının belirtildiğinden TK. mad. 35 'in uygulanmasının imkansız olduğu- Mahkemece, ihya edildiği anlaşılan ve tasfiye haline dönen kooperatifi 6102 sayılı TTK. mad. 643 yollamasıyla aynı Kanun'un 539/3. maddesi uyarınca davalarda temsil yetkisi tasfiye memurlarına ait olduğundan, ticaret sicil memurluğundan son tasfiye memurları sorularak, gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin anılan tasfiye kurulu üyelerine davalı şirket adına tebliğ edilmesi gerektiği- Mahkemenin gerekçeli kararı ve davacının temyiz dilekçesi davalı kooperatife MERNİS adresi araştırılmadan 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesine göre tebliğ edilmiş olup, anılan davalının öncelikli MERNİS adresi araştırılıp, tespit edildiği takdirde Tebligat Kanunu mad. 10/2 ve 21/2 uyarınca bu adreste kendisine tebligat yapılması gerektiği-
Alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketindeki hisselerinin haczi için ticaret sicil memurluğuna haciz müzekkeresi yazılmasının talep edildiği, ticaret sicil memurluğunun haczin sicil kayıtlarına tescil edildiğini bildirdiği, haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK.nun 133/2.maddesi gereğince, borçlunun limited şirketteki ortaklık payının haczinin mümkün olduğu, icra müdürlüğü, alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi istendiğinde, borçlunun hisse haklarının, şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilebileceği gibi icra memurunun mahalline (şirket merkezine) bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabileceği, şirket hisselerinin bu şekilde haczedilmesinden sonra ancak bildirimde bulunmak için ticaret sicil memurluğuna müzekkere yazılabileceği, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken limited şirketlerde ortağın şahsi borcundan dolayı ortaklık payının doğrudan haczi mümkün olmayıp sadece ortağın kar payı masraf ve avans alacağı veya tasfiye halinde tasfiye bakiyesine katılma hakkının haczedilebileceğinden bahisle şikayetin kabulüne kararı verilmesi isabetsiz ise de sonuçta dava kabul edildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulünün gerektiği-
Alacaklı tarafından borçlunun limited şirket firmasındaki hisselerinin haczi için ticaret sicil memurluğuna haciz müzekkeresi yazılmasının talep edildiği, ticaret sicil memurluğunun haczin sicil kayıtlarına tescil edildiğini bildirdiği, ayrıca 3. kişi şirkete birinci haciz ihbarnamesi ile haciz müzekkeresinin gönderildiğinin görüldüğü, haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK.’nin 133/2.maddesi gereğince, borçlunun limited şirketteki ortaklık payının haczi mümkün olduğu- HMK.'nin 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde "Türk Milleti Adına" ibaresi yazılmasının zorunlu olduğu-
Kambiyo senedi niteliğinde olan bonodaki hakkın devrinin ancak ciro ve teslim yoluyla mümkün olduğu- Lehine ciro yapılan kimsenin ciroda gösterilmesine lüzum olmadığı gibi ciro, cirantanın sadece imzasından ibaret de olabileceği- Son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı birbirine bağlı cirolardan anlaşılan bir poliçeyi elinde bulunduran kimsenin yetkili hamil sayılacağı- Çift imza atma zorunluluğu bulunmadığı halde muteriz borçlunun imzalarından birisinin temsilcisi olduğu kooperatif adına, diğerinin de şahsı adına atıldığının kabulü gereği-
  • kayıt gösteriliyor