Sözleşmenin imzalanmasından sonra öngörülemez şekilde ortaya çıkan ve sözleşme konusu taşınmazların bir bütün halinde teslimini ve taşınmazların sözleşmede öngörülen şekilde bir turizm tesisi olarak işletilmesini imkânsız kılan beklenmedik hal niteliğindeki hukuki süreçlere dayalı olarak sözleşme süresinin uyarlanmasının talep edildiği, her ne kadar derece mahkemelerince; kiracının, borçlunun temerrüdü hükümlerine dayanarak tazminat isteme hakkı olduğu, tarafların yerine geçerek sözleşme süresinin uzatılması yönünde uyarlama kararı verilmesinin yeni ihtilaflara sebebiyet verebileceği gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmiş ise de; süre uzatımına ilişkin sözleşme maddelerinin ve ek protokol hükümlerinin değerlendirilmediği, hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; sözleşme hükümlerine göre süre uzatımına karar verilip verilemeyeceği üzerinde durularak, tarafların iddia, savunma ve delilleri değerlendirilip, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Kural olarak sözleşmeden dönme yetkisinin, sürekli bir sözleşme niteliği taşıyan kira sözleşmelerinde ifa sürecine geçilinceye dek mümkün olabileceği- İfa sürecinde ise kiracının artık sözleşmeden dönmek yerine ancak sözleşmeyi ileriye dönük feshedebileceği- Kiralananın kiracıya teslim edilmesi ile beraber kiracı tarafından kiralananda tadilata başlanmasıyla ifa sürecine geçilmiş olduğunun kabulü gerektiği- Kiracının kiralananı tahliye ettiği tarihe kadar kira sözleşmesi ile bağlı ve kira sözleşmesi gereğince tahliye tarihine kadar olan kira bedellerini ödemekle yükümlü olduğu- Davacı tarafından iadesi istenen kira bedellerinin, anahtar tesliminin tebliğ edildiği tarihten önceki döneme ait olması halinde davaya konu kira ve depozito alacağı yönünden davanın reddi gerektiği- Kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafları, yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu- Kural olarak zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğunun varsayıldığı- Mahkemece, davacının maddi tazminat talebine konu kalemlerinin açıklattırılarak varsa davalı kiralayan tarafından benimsenen faydalı ve zorunlu masraflar belirlendikten sonra, bu imalat giderlerinin yapıldıkları tarih itibariyle değerleri tespit edilip, yıpranma payı da düşülmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Vekil edene karşı sadakat ve özen yükümlülüğü bulunan vekilin vekalet görevini kötüye kullanılarak yaptığı iddiası ispatlanmadan davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı kiracının sözleşmenin yapılması esnasında bildiği ya da bilebilecek durumda olduğu ayıplardan davalının sorumlu olup olmadığı- Davacı kiralananın yüzölçümünün sözleşmede belirtilenden daha küçük olduğunu bildirmiş ise de, Kira bedelinin belirlenmesinde tek ölçütün yüzölçümü olmadığı, kiralananın kullanım amacı ve konumunun da kira bedelinin belirlenmesinde etkili ölçütler olduğu- Tacir olan kiracının basiretli bir şekilde davranması gerektiği- Dava konusu taşınmazı mevcut hali ile görerek kiralayan davacının yaklaşık 8 yıl önce bilgi sahibi olduğu konularda davalı aleyhine kanunda sayılan yasal yollara başvurmadan kiralananda oturmaya devam ettiği görüldüğünden, sözleşmenin yapıldığı anda mevcut olan ve davacının akdi yaparken vakıf olduğu yönleriyle kira ilişkisine devam etmeye razı olduğunun ve belirtilen hususlarla ilgili kiraya verenin sorumlu olmayacağının kabulü gerektiği- Dolardaki artış nedeniyle kira bedelinin indirilmesi talep edilen dönemde, ekonomik koşullarda olağanüstü değişmeler olmaması, işlem temelinin çökmesi ile ilgili bir delil sunulmaması, yine kiralananın bulunduğu semte özgü ekonomik koşullarda olağan dışı bir değişiklik yaşanmaması karşısında, "uyarlama" koşullarının gerçekleşmediği anlaşıldığından bu nedenle de kira bedelinden indirim istenemeyeceği-
3. HD. 18.09.2018 T. E: 1205, K: 8634-
Davacı (kiracı) tarafça kira sözleşmesinin imzalandığı kabul edildiğine ve ortada yazılı bir kira sözleşmesi bulunduğuna göre, kiralananın kira sözleşmesinin imzalanması ile davacı kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği ve bu durumda ispat külfeti davacı (kiracıya) tarafa ait olup, davacı-kiracının kiralananın kendisine teslim edilmediği iddiasını aynı kuvvette kesin delille kanıtlamak zorunda olduğu- Davacı (kiracı) kiralananın kendisine teslim edilmediğini yazılı delil ile ispatlayamadığına göre, takibe konu dönemde kiracı-davacının kira borcunu ödemekle yükümlü olduğu-
Kira sözleşmesinde geçen mimari projenin kiracı tarafından kiraya verene teslim edildiği ve kiraya verenin ilgili belediye başkanlığına başvurarak tadilat projesi ibraz edip izin almadığı ve tadilatın sözleşmede öngörülen sürede bitirilemediği anlaşıldığından, kiralananın geç tesliminden doğan zararlardan kiraya verenin sorumlu olduğu-
Dava dilekçesinde talep edilen cezai şart bedelinin hesaplama şekline ilişkin bir açıklama yer almadığı gibi mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda da cezai şart bedelinin hesaplama yöntemi denetime elverişli bir şekilde belirtilmemiş olup, kira sözleşmesinde açık bir şekilde "bir yıllık garanti edilen asgari kira bedelinin cezai şart olarak ödeneceği" kararlaştırılmış, ve "her bir m2 için ödenmesi gereken garanti edilen asgari kira bedeli belirlenmiş olduğuna göre" anılan sözleşme hükümleri gereğince bir yıllık garanti edilen asgari kira bedeli belirlenip taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan nakde çevrilen teminat mektubunun mahsubu yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kiracının yeni malik aleyhine açtığı kira sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, haklı fesih nedeniyle uğranılan menfi ve müspet zararların tazmini, ödenen kira bedellerinin iadesi ile kira borcu bulunmadığının tespiti ve kira alacağı nedeniyle uygulanan hapis hakkının kaldırılması istemi-
Kat malikleri kurulu tarafından yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği ispat edilmedikçe, bu bonolar nedeniyle yöneticiliğin sorumluluğu söz konusu olmayacağı (TBK. mad. 304), senedi imzalayanın şahsen sorumlu olacağı (TTK. mad. 778; 678)- Borçluların kaşe dışına atılmış imzalarının bulunmadığı anlaşılmakla, takip dayanağı bonoların düzenlenme tarihi itibariyle kaşede adı geçen yönetiminin, 634 s. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun anagayrimenkulün yönetimi bölümünü düzenleyen 27. vd. maddelerine uygun olarak oluşturulmuş bir yönetim olup olmadığı, belirtilen yasal düzenlemeye uygun olarak oluşturulmuş bir yönetim ise borçluların yöneticisi oldukları kat malikleri kurulunca, kat malikleri kurulu adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilip verilmediğinin araştırılması, borçlulara kat malikleri kurulunca, kat malikleri kurulu adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmiş ise, bono bedellerinden borçluların şahsen sorumlu olmayacağı, kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmemiş ise, bono bedellerinden şahsen sorumlu olacakları gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-