TMK. mad. 676/1-3 uyarınca, tapulu taşınmazlara ilişkin paylaşma sözleşmesinin geçerliliğinin tüm mirasçıların katılımı ile yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğu ve TMK. mad. 678 uyarınca da muris sağ iken yapılacak miras payı devrine ilişkin sözleşmelerde murisin bizzat imzasının bulunması halinde hukuki sonuç doğuracağı- Murisin sağlığında, bütün mirasçılar ve murisin katılımı ile yapılmış yazılı taksim sözleşmesinin varlığı kanıtlanamdığından, davacıların davasının başarıya ulaşma imkanının olmadığı- Davayı kabul eden davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoksa da, yemin teklifinde bulunulan davalıların duruşmaya katılmamaları nedeni ile bu davalılar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu- Geçerliliği şekle tabi olan sözleşmenin Kanunun aradığı şartlarda düzenlenmemiş olması halinde, bu konuda karşı tarafa yemin teklif edilemeyeceği-
Açılmamış bir miras üzerinde miras hakkının temliki sözleşmesinin geçerli sayılabilmesi için TMK. mad. 678 gereğince miras bırakanın bu sözleşmeye iştiraki ve muvafakat etmesinin şart olduğu- Mirasbırakanın sağlığında, gayrimenkulleri hakkında yapılan rızai taksim sözleşmesinin geçersiz olduğu; mirasından feragat hükmünün de noterde resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu-
Sözleşmenin iptalinin, sözleşmenin taraflarına husumet yöneltilmek suretiyle açılacak dava ile mümkün olduğu, diğer taraftan borçlu mirasçının hem murisinden kendisine intikal edecek olan malvarlığı hem de diğer malvarlığının birlikte değerlendirilmesi sonucu toplam malvarlığı tutarının alacaklının alacağından az olduğunun belirlenmesi halinde bu kez miras payının devri sözleşmesinin alacaklının alacağını almasını engellemeye yönelik muvazaalı işlem niteliğinde olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
TMK'nın "mirasın açılmasından önce yapılan sözleşmeler" başlıklı 678. maddesinin "Mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın birmirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli değildir. Böyle bir sözleşme gereğince yerine getirilmiş olan edimlerin geri verilmesi istenebilir." hükmü gereğince henüz doğmamış bir haktan önceden feragat mümkün olmadığından tek taraflı olarak düzenlenen taahhütnamelerin haktan feragat niteliğinde kabul edilemeyeceği ve hukuken geçerli olmadığı, bu nedenle mahkemece mirasçılar E.. D.. ve G.. B.. mirastan feragat etmemiş gibi değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İmzanın inkar eden davacıya ait olduğunun tespiti halinde miras taksim sözleşmesi geçerli olacağından taksim sözleşmesi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi ve taşınmazların ortaklığının aynen taksim suretiyle giderilmesi mümkün olmadığından satış sureti ile giderilmesine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmaz davalılara kök murisleri babalarından kalmış olup, babanın ölümünden sonra geriye davalılar ve davalıların annesi kalmış olup, davalılarla birlikte anneleri de mirasta hak sahibidir. Her ne kadar davalılar miras paylarını davacılara satmış iseler de annelerinin sağlığında ondan düşecek payları satıp devretmeleri olanağı TMK. md.678 uyarınca mümkün olmadığından, mahkemece sadece davalılara babalarından kalan pay üzerinden karar verilmesi gerekirken bütün mirasçıları kapsayacak şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenlerle bozulmasına sebep olacağı-
Dava konusu taşınmazlardaki paylar mirasçılar tarafından daha miras bırakan sağ iken devrolunduklarından miras payı devir sözleşmeleri geçersiz olup bu sözleşmelere dayanarak tapu iptal ve tescil istenemeyeceğinden bu taşınmazlar yönünden istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davaya mübrez gayrımenkul satış taahhütnamesi şeklindeki belge ve içeriğinden miras bırakanın sağlığında mal varlığı üzerinde mirasçıları ile tasarrufta bulunmayı amaçladığı ve buna ilişkin olmak üzere belgenin düzenlendiği ve aynı tarihte de anılan belgeyi hayata geçirerek tapudan işlem yapmak suretiyle çekişmeli taşınmazın mülkiyetini davalıya devrettiği; o halde, anılan belgenin 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 678 maddesi hükmüne göre düzenlenen ve mülkiyetin naklinin sebebini teşkil eden bir belge niteliği taşıdığı ve miras bırakanın mirasçıları ile henüz açılmamış bir tereke üzerinde yapmış olduğu sözleşmelerin yazılı olmak suretiyle hukuken hüküm ifade edeceğinden bu belgeler karşısında davalıların murise yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı-
Davacı, miras bırakanın eşi olup yasal miras payının 1/4 olduğu, bu durumda, taşınmazın belirlenen bedelinin 1/4'üne hükmedilmesi gerekirken, daha azına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Murisin sağlığında ilerde intikal edecek terekedeki hakkıyla ilgili olarak bir mirasçının diğer mirasçılara veya üçüncü kişilerle yapacağı sözleşmelerin geçerli olabilmesi için yazılı ve miras bırakanın katılımıyla gerçekleştirilmesi zorunlu olup, murisin katılmadığı sözleşmelerin geçersiz olacağı-