Uyuşmazlık, dava dışı limited şirketlerin sicil kaydında kurucusu ve ortağı görünen davacının, bu kayıtların sahte imza ve yazılara dayanılarak yapıldığı iddiasına dayalı olarak sicilde düzeltilmesi talebinin reddine ilişkin ticaret sicili müdürlüğü kararına itirazın yerindeliğine ilişkindir...
Anonim şirketin merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın esas sözleşmede belirtilmesi gerektiğinin TTK’de birçok yönüyle karşımıza çıktığı, özellikle, şirketin davalı olduğu uyuşmazlıklarda yer bakımından yetkinin tayininde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemelerinin esas alındığı, benzer şekilde şirkete karşı icra takibi yapılacağında da yetki şirketin merkezinin olduğu yere göre tayin edildiği, yine, şirket esas sözleşmesinin tescil edileceği yerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret sicili müdürlüğü olduğu, bu durumun sadece kuruluşa özgü olmayıp şirkete dair her türlü tescil, tadil ve terkin işlemleri için de geçerliliğini devam ettireceği- bununla birlikte; şirket merkezinin il ve ilçe olarak ticaret siciline kaydı, merkez kavramı açısından ticaret sicilinin olumlu etkisine bağlanan hüküm ve sonuçlar ile doğrudan etkili olduğu, merkez dışında yapılan işlemin geçersizliğinin iyi niyetli olmayan üçüncü kişiye karşı da ileri sürülebileceği, ayrıca şirketi temsile yetkili kimselerin şirket adına düzenleyecekleri belgelerde şirketin merkezi, sicile kayıtlı olduğu yer ve sicil numaralarına yer vermesi gerektiği, böylelikle uyuşmazlık çıktığında; muhatabın tespitinin şirket adına düzenlenen belgelerden kolaylıkla yapılabileceği, öte yandan; anonim şirkette merkezin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirdiğinden, TTK’nin 421/1. maddesi gereğince genel kurulun toplanıp karar alması gerektiği, aynı Kanun’un 455/1. maddesi gereğince ise; şirket esas sözleşmesinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul kararı, yönetim kurulu tarafından, şirket merkezinin ve şubelerinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil edileceği, ancak; esas sözleşme değişikliği şirket merkezinin değiştirilmesini içeriyorsa tescil, yeni merkezin bağlı bulunduğu ticaret sicil müdürlüğünden talep edilmesi gerektiği, bununla birlikte; yeni merkezin bulunduğu yer müdürlüğünde tescil talep edildikten sonra, yeni merkezin bulunduğu yer müdürlüğü, yapılan tescil hakkında, eski merkezin bulunduğu yer müdürlüğünü bilgilendirip, bildirim üzerine eski merkezin bulunduğu yer müdürlüğünce kaydın silineceği- Yeni TTK’nin yürürlüğünden itibaren mevzuatta esas sözleşmede açık adresin yer alacağına dair bir düzenleme yer almadığı gözetildiğinde yerel mahkeme kararının yerinde olmadığı, zira şirketin merkezi ile şirketin adresi farklı kavramlar olup, şirketin merkezinin değiştirilmesi esas sözleşme değişikliğini gerektirmesine rağmen, adres değişikliğinin, sadece yönetim kurulu kararı ve bunun sicile tescilinin yeterli olduğu, bununla birlikte; esas sözleşmede şirket merkezinin il ve ilçe olarak herhangi bir şüpheye yol açmaksızın belirtilmesi gerektiği gözetildiğinde davacı şirketin esas sözleşmesinde yer alan “Şirketin merkezi Kocaeli ili Gebze İlçesindedir…” maddesinin “Şirketin merkezi Kocaeli’dedir…” şeklinde değiştirilmesi şirket merkezinin değiştirilmesi niteliğinde olup, davacı şirket Kocaeli-Gebze olan şirketin merkezini Kocaeli olarak değiştirdiği, bu itibarla TSY’nin 111. maddesi gereğince tescil talebinin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğünden değil yeni merkezin bağlı olduğu Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünden talep edilmesi gerektiği-
TTK. mad. 24 uyarınca tacir sıfatını haiz bir borçlu fahiş olduğu iddiasıyla ceza koşulundan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez ise de kararlaştırılan cezai şartın borçlunun ekonomik yönden yıkımına neden olacak tarzda fahiş olduğunun belirlenmesi halinde cezai şarttan indirim yapılabileceğinin Yargıtay uygulamasıyla kabul edildiği-
Cezai şarttan indirim yapılırken borçlunun ekonomik yönden yıkımına sebep olacak şekilde fahiş bir cezai şart hususunun saptanması gerektiği, bunun için borçlunun iktisadi durumu, bilançosu uzman bir bilirkişiye ayrıntılı şekilde incelettirilip belirlenen cezai şart miktarının ekonomik yönden yıkıma neden olup olmayacağı belirlendikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken borçlunun gerçek iktisadi durumu araştırılmadan sadece şirket sermayesine bakılarak tenkis cihedine gidilmesinin doğru olmadığı-
  • kayıt gösteriliyor