Haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmazın borçlunun borcu için haczinin mümkün olmayacağı, uyuşmazlığa konu tescil kararı hacizden sonra verilip kesinleştiğinden taşınmazın, haciz şerhi ile birlikte 3. kişilere intikal edeceği, bu durumun, TMK mad. 1023'te tanımlanan 'tapuya güven ilkesinin' de doğal bir sonucu olduğu, sonuç itibari ile, haciz tarihinde borçlu taşınmazın hissedarı olduğundan ve haciz tarihinden önce davacı ve diğer mirasçılar lehine verilmiş ve kesinleşmiş bir tapu iptal ve tescil kararı bulunmadığından konulan haczin yasaya uygun olduğu-
Harçlar Kanunu. mad. 23 uyarınca vazgeçme halinde vazgeçilen miktara ait tahsil harcının yarısının alınması gerektiği- Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcının tam olarak alınacağı- Haciz konan icra takip dosyasına ilişkin tahsil harcının İİK’nun 28. maddesine göre alacağın ödenmesi sırasında haciz konan o dosyadan tahsil edilebileceği ve bu haciz sebebi ile tahsil harcının haciz uygulanan şikayete konu icra dosyasından kesilmesine yasal olarak imkan olmadığı-
Taşınmaz satışında kısmi zapt nedeniyle tazminat istemine yönelik davada, davacının 19.000 m2 olarak nizalı taşınmazı 05.01.2007 tarihinde satın aldıktan sonra, satıştan önce taşınmazın bir kısmına kamulaştırmasız olarak dava dışı Belediye tarafından el atılması ve bu sebeple davalılar tarafından Belediye tarafından el atılması ve bu sebeple davalılar tarafından Belediye aleyhine açılan tazminat davası neticesinde bu kısmın yol olarak terkinine karar verilmesi ve bu kararın 01.11.2004 tarihinde kesinleşmesine rağmen hüküm özetinin ilgili tapu siciline şerhi için gerekli işlemlerin yapılmaması nedeniyle, taşınmazın 2158,19 m2'lik kısmına 30.10.2007 tarihinde el konulduğu, davacının satışa konu gayrimenkulün bir kısmının yola terkinine ilişkin olguyu, satış öncesi ya da en geç satış anında bildiğini gösteren ve yasal anlamda geçerli bir yazılı delilin bulunmadığı anlaşılmakla, davalıların zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca el konulan bölüme ilişkin satış bedelini davacı alıcıya iade etmeleri gerektiği, aksi durumda davalılara aynı taşınmaz için hem kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat ve hem de taşınmaz satışı nedeniyle bedel tahsiline imkan tanınmış olacağı, bu halin de sebepsiz zenginleşme sonucu doğuracağı-
Şikayetçilerin, kesinleşen mahkeme ilamı ile tescilden ve dolayısıyla haciz tarihinden önce şikayete konu taşınmaz hissesinin mülkiyetini kazanmış olacakları-
Sosyal Güvenlik Kuru Başkanlığınca -6183 sayılı Kanunun 66 vd. maddelerine göre- açılan istihkak davasının iş mahkemelerinde görüleceği-
Taraflar arasında görülen müdahalenin önlenmesi davası sırasında tapuya mahkemece konulmuş olan şerhin, müdahalenin önlenmesi davasının sonuçlanmasından ve verilen kararın kesinleşmesinden sonra mahkemece kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği–
«Tescil kararı»nın ilgili mahkeme -İİK. 28 uyarınca- Tapu Dairesine bildirilmemesi sonucunda, icra müdürlüğünce haciz konulmasının istendiği tarihte borçlu adına kayıtlı olan hisse üzerine haciz konulması işleminde bir usulsüzlük bulunmadığından, yeni malik üçüncü kişinin haczin kaldırılmasını şikayet yoluyla icra mahkemesinden (tetkik merciinden) isteyemeyeceği, bu konuda genel mahkemede dava açması gerekeceği–
Tapu kaydına şerh verilmesi gereken hükümlerin taşınmazın tamamının veya bir bölümünün birinden alınıp diğerine verilmesini öngören, taşınmazın özüyle ilgili nitelikte olması gerektiği–
Tapu idaresinin, mahkemece bildirilen tescil kararını tapuya işlememesi sonucu, taşınmazı borçludan satın alan iyiniyetli üçüncü kişinin, taşınmazın mülkiyetini kazanacağı–