Uyuşmazlık; davacı şirketin 2926 sayılı Kanun kapsamında çiftçilerden satın alınan ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil edilen primler nedeniyle Kuruma borçlu olup olmadığının tespiti bakımından Özel Daire bozma kararında belirtilen araştırma ve incelemenin yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda, İş Mahkemeleri'nin görevli olduğuna dair özel bir düzenleme bulunmadığından çıraklar/stajyerler hakkında iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan tazminat davaları yönünden hangi mahkemelerin görevli olacağı konusunda 6331 sayılı Kanun'un yürürlüğü ile birlikte mevzuatta boşluk doğduğu- Ölümlü iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin dava da; çırakların ve stajyerlerin, yaşı ve tabi olduğu yasa ne olursa olsun, kısa vadeli sigorta koluna tabi olacağı- 6331 sayılı Kanunda hüküm bulunmamakta ise de çırak ve stajyerlerin kısa vadeli sigorta koluna tabi olduğu gözetildiğinde, bu neviden davaların İş Mahkemelerinde görülmesi gerektiği- Özel uzmanlık gerektiren mahkemelerden bu davaların alınarak genel mahkemelere verilmesinin İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun ruhuna ve çıkarılış amacına aykırı olacağı-
Yeşil kartlı vatandaşların sağlık hizmetlerinin 01/01/2012 tarih itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumu’na devredilmesi sonucunda, yeşil kartlı vatandaşların 01/01/2012 tarihine kadar almış olduğu sağlık hizmetleri bedelinin ödenmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda; bu tarihten sonra, yani yeşil kartlı vatandaşlar için 5510 sayılı Kanun’un uygulamaya başlamasından sonraki süreçte ortaya çıkan uyuşmazlıkların, adli yargı yerinde görülmesi gerektiği- Dava konusu olayda; yeşil kartlı hastanın hastaneye sevk tarihlerinin 09/03/2010-20/03/2010-26/03/2010, sağlık hizmetinden doğan bedele ilişkin faturanın kesim tarihinin ise 30/09/2010 olduğu ve yeşil kartlı hastaların ödenmeyen tedavi giderlerinin 01/01/2012 tarihinden önceki döneme ait olması nedeniyle uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu-
Davacı Kurum'un, davalının eşine yapılan ödemelerin yersiz olduğu ve bu ödemelerden davalının da sorumlu olduğu gerekçesiyle haksız fiil hükümlerine göre zararın tahsilini talep ettiği davada, 5510 sayılı Kanun’un 56/son ve 96. maddesi, yapılan yersiz ödemelerin hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı almak amacıyla boşanan eşten geri alınmasını düzenlemekte olup, davacı kurum ile davalı arasında sigortalılık ilişkisi bulunmadığından ve davalının eski eşi ile Kurum arasında sigortalılık ilişkisinin kurulması, davalıya 5510 sayılı Kanun’un 56. maddesi bağlamında herhangi bir sigortalılık statüsü kazandırmadığından iş mahkemelerinin görev konusuna giren bir ihtilaf bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız fiile ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiği, davanın iş mahkemesinde değil genel mahkemede görülmesi gerektiği-
Ev hizmetinde çalışan kişinin işçilik alacaklarına ilişkin açtığı davada görevli mahkeme- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun geri çevirme kararı sonrasında ancak henüz mahkemece verilen direnme kararı Hukuk Genel Kurulunca incelenip sonuçlandırılmadan dosya üzerinden ek karar verilmek suretiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği- Yargıtay Özel Dairesinin merci tayinine ilişkin kararına karşı direnme yolunun kapalı bulunduğu (HUMK. mad. 25 "5236 sayılı Kanunla değişiklikten önceki metin")-
Davacılar murisinin tedavisi için harcanan Kurum tarafından karşılanmayan tedavi ve ameliyat giderlerinin yasal faiziyle birlikte Kurumdan tahsili istemi-