Ödeme emrinin, cezaevinde bir yıldan fazla olan cezasını çektiği sırada borçlu yerine cezaevi sorumlusuna tebliğ edilmiş olması halinde, bu tebligatın “yok” hükmünde sayılacağı, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece doğrudan doğruya gözetileceği- Vasi tayin edilinceye kadar hükümlüye karşı başlatılmış olan takibin duracağı, alacaklının, vasinin belirlenmesinden sonra, vasiye tebligat çıkararak takibi sürdürebileceği-
Davacı hükümlü olduğunu ve cezaevinde özgürlüğü bağlayıcı cezayı çekmekte bulunduğunu ve kendisine atanmış bir vasinin olduğunu bildirdiğine göre mahkemece öncelikle müebbet hapse mahkum olan davacının vesayetle ilgili dosyasının getirtilip vasiye kısıtlının açtığı davada onu temsil etmek üzere açıklamalı çağrı kağıdı tebliğ edilerek davaya yasal temsilci aracılığıyla bakılması, bu yasal prosedür tamamlandıktan sonra toplanacak kanıtlara göre oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yönteme ve yasaya aykırı işlemler sonucu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Hükümlü olan davalıya vasi tayin edilmişse, boşanma davasının vasinin huzurunda davanın edilebileceği–
Yasal kısıtlılık altında bulunan davalı asilin temyiz hakkı bulunmayacağı–
Yasal kısıtlılık altına alınan davalıya Medeni Kanun’un 407. maddesi uyarınca bir vasi tayin edilip edilmediği ve aynı kanunun 462. maddesi gereğince vasinin dava açmaya izinli kılınıp kılınmadığının araştırılmasının gerekeceği–
Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağı–
Birden fazla çocuk için nafaka talep edilmiş olması halinde, her birisi için istenen miktarın ayrı ayrı belirtilmesi gerekeceği–
Yabancı mahkemece verilen ceza (mahkumiyet) kararı, hükümlünün vesayet altına alınmasını gerektirir mi?
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor