Hakimin, bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, çelişkiyi gidermeden karar veremeyeceği, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını belirleyen ceza mahkemesi kararının, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşıdığı, ölümden kaynaklı tazminat isteminde, mahkemece yapılacak işin; içinde konunun uzmanı olan iş güvenliği ve elektrik/elektronik mühendislerinin yer aldığı ayrı bir bilirkişi heyetinden, davalı şirketin TBK'nin 71. maddesi uyarınca kusursuz sorumlu olduğu dikkate alınarak, ceza dosyasında ve bu dosyada alınan raporlar arasındaki çelişkileri giderir nicelik ve nitelikte rapor alınması ve ulaşılacak sonucuna uygun bir karar vermek olduğu-
Doktor ve özel hastanenin sorumluluğu- Mahkemece; tazminata hükmedilebilmesi için yalnız eylem ile ortaya çıkan sonuç arasında illiyet bağı bulunması yeterli olmayıp, bunun yanında diğer şartların da bulunması gerektiğinden gerek maddi gerekse manevi tazminata hükmedilebilmesi için ortada hukuka aykırı bir eylem, bir zarar, bu zarar ile eylem arasında illiyet bağı ve kusurun bulunması gerektiği- Yargılama sırasında alınan tüm bilirkişi raporlarında ameliyat sırasında oluşan safra kanalı kesilmesinin herhangi bir dikkat ve özen eksikliğini dayanmayan komplikasyon olduğunun tespit edildiği dikkate alınarak, davalıların eylemi ile meydana gelen zarar arasında davalılara yüklenebilecek bir kusur bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Hakimin manevi zarar ile hak sahiplerine verilmesine karar verebileceği tutar adalete uygun olması gerektiği, bu para tutarının aslında ne tazminat ne de ceza olduğu - Aksine manevi tazminatla zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden tazminata benzer bir fonksiyonunun da mevcut olduğu - O halde bu tazminatın sınırının onun amacına göre belirlenmesi gerektiği - Manevi tazminatla beden gücü kaybı nedeniyle bozulan ruh huzurunun duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hakimin hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak manevi tazminat miktarını tespit etmesi gerektiği - Hakimin belirlemeyi yaparken somut olayın özelliklerini, ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranı ve beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmesi gerektiği - Somut olayın incelenmesinde; Soma Eynez Maden Ocağı'nda meydana gelen kazada 301 madencinin hayatını kaybettiği, olayın oluş şekli, davacılarda yarattığı ağır üzüntü, müteveffaların hiçbir kusurlarının bulunmadığı, davalı-işverenlerin kusurlarının ağırlığı, bilirkişi raporlarında belirlenen ağır iş güvenliği ihlalleri, maden işçilerinin çalışma şartlarının ağırlığı ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetildiğinde, davacılar için hükmedilen manevi tazminat tutarının hak ve nesafete uygun olup davalı tarafın davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğu yönündeki iddiaların yersiz olduğu -
Tazminat davasında, davacıların murisinin ölümünden, davalı elektrik dağıtım şirketinin tamamen kusursuz olduğundan söz edilemeyeceği, davacıların murisinin çıkmaması gereken elektrik direğine çıkmış olması davalının sorumluluğu ortadan kaldırmayıp, ancak tazminatın kapsamıyla ilgili olup, belirlenecek miktarın tayininde gözönüne alınması gerektiği- Davalının yaptığı işin mahiyeti gereği yüksek özen yükümlüğü bulunduğunun ve direğin yerleşim alanı içinde ve direkte uyarıcı levhanın olmaması nedeniyle, davalının özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının kabulü ile; davalı kurum açısından yapı malikinin sorumluluğuna ve tehlike sorumluluğuna ilişkin; davacı açısından ise, olaydaki bölüşük kusura ilişkin değerlendirmeler içeren bilirkişi raporu alınıp bunlar yönünden de sonuca gidilmesi gerektiği-
Kusur oranları tespit edilirken olaya bizzat tanık olan kişilerin ifadelerinin dikkate alınması gerektiği- Kusursuz sorumlulukta, zarar gören kişinin kusurun varlığını ispat etmek zorunluluğu olmadığı, kusursuz sorumlu olan davalının, olayla zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını kanıtlaması gerektiği-
Trafik kazası sonucu bedensel bütünlüğü bozulan kişinin bunun tedavisi için yaptığı harcamalar nedeniyle uğradığı zarardan genel hükümler gereğince " haksız fiil sorumlusu" bunun yanında 2918 sayılı Karayolları Trafik kanununun 85 ve 91. maddeleri gereğince " motorlu aracın işleteni" ve " bağlı olduğu teşebbüsün sahibi" ve " bunların sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketi"nin sorumlu olduğu- Davacının davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada meydana gelen kazada yaralanması nedeniyle oluşan tedavi giderine yönelik tazminat isteminde, tedavinin özel sağlık kuruluşu tarafından yapılmış olması ve yapılan işlemlerin tedaviye yönelik sağlık hizmetleri olduğu anlaşılması karşısında davanın açıldığı tarih göz önüne alındığında, davalı sıfatının Sosyal Güvenlik Kurumunda olduğu-
  • 1
  • 2
  • kayıt gösteriliyor