Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, İİK'nun 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmeyen borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiş olduğundan, icra mahkemesince davalı borçlu adına duruşma gününü bildirir tebligatın usulüne uygun gönderilmesi gerektiği- Davacı vekilinin delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı 3. kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak sureti ile haczedilen forkliftin davacının dayandığı faturalarda belirtilen makine olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulune uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Usul hukukunda yer almamakla birlikte, uygulamada tefhimden sonra temyiz süre tutum dilekçesi veya kararın tebliğinden sonra gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararın temyiz edildiği hallerde kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanılması mümkün olduğundan gerekçeli kararın bu hallerde de taraflara tebliği gerektiği- Temyiz dilekçesinin hüküm veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa temyiz dilekçesine karşı cevap verme ve karşı temyiz isteminde bulunma hakkının tanınması gerektiği- Direnme kararı ile temyiz eden davacı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin de, tasfiye komisyonu memurlarına tebliğ edilmesi gerektiği-
HMK. mad. 320/1'de “mümkün olan hallerde” taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verileceği düzenlenmiş olup, mahkemece, re'sen delil toplanmakla, dosyada mevcut delillerin karar verilmesine yeterli görülmediğinin kabulü gerektiği ve dosya üzerinden karar verilebilmesi “mümkün olan hal” söz konusu olmadığından, davalıya hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan, taraflar duruşmaya davet edilmeksizin karar verilmesinin isabetsiz olduğu- "Tüketicinin kullandığı kredi sebebiyle masraf adı altında yapılan kesintilerin iadesi"ne ilişkin basit yargılama usulüne tâbi davada mahkemenin dosya üzerinden karar vermesinin mümkün olmadığı-
Davanın tümden kabul veya tümden reddedildiği hallerde, reddedilen bir talebi bulunmadığından davacının veya davacı yararına kurulan bir hüküm bulunmadığından davalının kararı temyizde ilke olarak hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmekte ise de tarafların kararın gerekçesini temyiz etme hakları bulunduğu-
Direnme kararının ihbar olunana tebliğ edilmediği- Gerekçeli karar ihbar olunana Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli, temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde HMK. “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan HUMK. mad. 432 uyarınca usul işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği- Davalı vekiline ait temyiz dilekçesinin ihbar olunana tebliğ edilmediği- Temyiz eden davalı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin, HMK. “Geçici madde 3” atfiyla uygulanmakta olan HUMK’nun 433. maddesi gereğince ihbar olunana Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli ve yasal süre beklenildikten sonra Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmesi gerektiği- Bu eksiklikler giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı’na gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerektiği-
Davanın tapu kaydında isim düzeltilmesi niteliğinde bulunduğundan ve bu tür davalarda mülkiyet nakline sebebiyet verilmemesi ve doğru sicil oluşturma ilkelerinin gözetilmesi gerektiğinden HMK hükümleri gereğince, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra, ilk olarak dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar vermek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, HMK'nin 320. ve devamı maddelerine göre ön inceleme duruşmasında yapılması gereken usul işlemleri tamamlandıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi ve bu aşamada iddianın esasının irdelenmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma yapılarak, tanıkların dinlenmesiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya maluliyet nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığı, bağlanan gelirler rücuya tabi ise rücu amacıyla herhangi bir dava açılıp açılmadığı, açılmış ise akıbetinin ne olduğu ve herhangi bir rücu tahsilatı yapılıp yapılmadığı hususunun Sosyal Güvenlik Kurumu'na sorulması gerektiği- Hüküm fıkrası ile gerekçe kısmı arasında uyumsuzluk bulunmasının bozmayı gerektirdiği-
Dava şartları ve ilk itirazlar, sulhe teşvik gibi konuların öninceleme safhasında mutlaka tutanağa geçirilmesi, ön inceleme aşamasının icrası ve duruşma açılmasının zorunlu olduğu; tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında da duruşma yapılması gerektiğinden, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davaya konu ölüm olayı 14/06/2001 tarihinde meydana gelmiş, ilk dava 04/10/2001 tarihinde açılmış, ıslah dilekçesi ise 07/09/2011 tarihinde verilmiş olup, ıslah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle 818 s. BK. mad. 60 uyarınca, 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi ile 765 s. TCK. mad. 455/2 ve 102 uyarınca olayın bağlı olduğu 10 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresi geçmiş olduğundan, davalılar tarafından ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def'i ileri sürüldüğüne göre; ıslah ile arttırılan istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-