İtirazın iptali ve alacak davasında, mahkemece davacı tarafından davalı adına düzenlenen 6 adet faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği ve davalı tarafından defterlerine kaydedilip kaydedilmediği belirlenip, taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak ve ayrıca davacı tarafından yüklenilen edimlerin yerine getirilip getirilmediği üzerinde durularak, tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazları da dikkate alınarak, bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp bir karar verilmesi gerektiği-
Tebligatın tüzel kişinin yetkili mümessillerinden birine, tüzel kişinin 'tebligatı almaya yetkililerinin' her hangi bir nedenle mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları ya da o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde görev itibariyle tüzel kişinin bu kişilerden sonra gelen yetkili memur veya müstahdemine veya evrak mamuru gibi esasen bu işlerle görevli bir kişiye, bunların da bulunmaması halinde bu hususun mazbatada belirtilmesi koşuluyla tebligatın tüzel kişinin orada hazır bulunan diğer memur veya müstahdemine yapılması gerektiği- Az önce de açıklandığı gibi somut uyuşmazlıkta davalı şirket adına çıkartılan defter ibrazına ilişkin tebligatta tebliğ evrakının "daimi işçisi Ü.. K..’a” tebliğ edildiği yazılı bulunsa da mazbatada yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bir açıklık bulunmadığından, geçersiz tebliğe rağmen ticari defter ve kayıtlarının ibrazı için verilen sürede teslim edilmemesi sebebiyle davalının HMK'nın 222/5 maddesi gereğince defterlerini ibrazından kaçınmış sayılacağı kabul edilerek hüküm kurulması doğru olmadığı-
Taraflar arasında 365 gün süreli sözleşme imzalanıp sözleşmede süre bittikten sonra aynı şartlarla uzayacağına dair bir hüküm bulunmadığından süreli olan sözleşmenin süre dolduktan sonra uygulanamayıp sözleşme süresi dolduktan sonra satılan elektrik enerjisine satış tarihindeki rayiç bedelin uygulanacağı- Dava konusu faturalara davalıya tebliğinden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilmemiş ise fatura münderecatının kesinleşeceği faturaların davalı defterlerine kaydedilmiş olması halinde de benimsenmiş olduğunun kabulü gerektiği-
Davalının kendisine ait olmayıp satış yetkisi olmadan iki adet makineyi davacıya satıp düzenlediği faturanın tarafların ticari defterlerine kaydedildiğinden davacının ancak ödediği bedeli isteyebileceği-
Davacı vekilinin temyiz dilekçesi 16.08.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup, temyiz harcı yatmamış ise de, dilekçenin havale tarihi dahi 06.09.2013 olup, bu tarihten sonra temyiz defterine kayıt ve harcın yatırılması halinde de, temyiz tarihi itibariyle HMK. 103/1-e gereğince adli tatilde işleyen temyiz süresi geçirilmiş olacağından, HUMK. mad. 433'de öngörülen 10 günlük temyiz süresinin geçirildiği anlaşılmakla davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği- Davalı şirketçe, dava dışı şirket ile yapılan sözleşme sonrasında, eksik ve ayıplı işlerin neler olduğunun tespiti yaptırılmış olup, her ne kadar yapılan tespitte bilirkişi tarafından eksik ve ayıplı işlerin bedeli belirlenmiş ise de, davalı tarafça bedel tespiti istenmeyip, sadece eksik ve ayıplı işlerin tespiti istendiğinden belirlenen tespit bedelinin davalı açısından bağlayıcılığının olmadığı; mahkemece, sulh hukuk mahkemesince belirlenen ve davalı tarafça itiraza uğramayan eksik ve ayıplı işlerin, dava dışı şirket tarafından işin üstlenildiği 60 günlük sürenin sonu itibariyle rayiç bedellerinin uzman bir bilirkişi kurulu aracılığıyla tespiti ile sonucuna göre bu miktarın davacı alacağından mahsubu gerekirken, dava dışı şirket tarafından düzenlenen ve içeriği denetlenemeyen fatura bedelinin davacı alacağından mahsubunun isabetsiz olduğu- Davalının ticari defterlerinde, davacıya borç olarak kaydedilen ve davacının alacak miktarından mahsup edilen, davacının kabul etmediği yemek bedeli faturasının, davacı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davalı tarafta olup, davalının bu hususu kanıtlaması halinde ise, 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğu, tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine kaydeden tacirin, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen tarafın, faturaya dayalı bu alacağının varlığını ispatlamış olacağı ve davalı tarafça faturanın tebliğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamasına rağmen, mahkemenin ispat yükünü yer değiştirerek, ''faturanın tebliğ edilmediğine veya bu faturaya 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz edildiğine dair delil ibraz edilmediğinden davacının rapora bu yönden itirazının yerinde olmadığı'' şeklindeki bilirkişi görüşünü esas alarak, faturanın tebliğine ilişkin ispat yükünün davalıda olduğunun gözden kaçırılması ve anılan faturanın davacı defterinde kayıtlı olup olmadığının incelenmemesinin isabetsiz olduğu; bu durumda mahkemece, davalı taraftan ilgili yemek faturasının tebliğine ilişkin, belge ve delilleri sorulup, bunun kanıtlanması halinde; süresinde itiraz edilip edilmediğinin kanıtlama yükümlülüğünün davacıda olacağı gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ticari işletmesi ile ilgili bir faturayı alan tacir bunu aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde itirazda bulunmazsa o fatura münderacatını aynen kabul etmiş sayılacağı, davacı, kendisine tebliğ edilen faturaya süresinde itiraz etmediği gibi, kendi ticari defterine davalı lehine borç olarak kaydettiği anlaşıldığından, süresinde itiraz ve iade ettiğini davacının kanıtlaması gerektiği-
Fatura içeriğine 8 gün içerisinde itirazda bulunulmamasının sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu karinesini doğuracağı; faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabulü anlamını taşımayacağı- Faturanın deftere kaydının, taşımanın gerçekleştirildiğine sadece karine teşkil edeceği, bu karinenin aksinin ispatı her zaman mümkün olduğu- Taraflar arasındaki temel ilişki olan taşıma ilişkisinde davacının edimini yerine getirip getirmediği hususunda ispat yükünün davacıda olduğu gözetilmek, davacıya ispat olanağı sağlanması gerekitği-
Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK.nun 23/2. maddesi [şimdi; Yeni TTK. mad. 21/(2)]uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durumun sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor