Protokol gereği, sadece davalının bilebileceği bazı hususlarla hesaplanabilen kâr marjının nasıl hesaplandığına dair faturalarda da hiç bir veri bulunmadığı ve davacının bu bedeli kontrol etme imkanı bulunmadığından bu bedelin faturanın olağan içeriği hâline gelmeyeceği- Protokole aykırı olarak faturalar düzenlendiği ileri sürülerek uğranılan zararın tahsili istenen davada, davalının tek taraflı olarak düzenlenen fatura bedellerini doğrudan davacının alacağından mahsup ettiği, kâr marjına ilişkin faturalandırma yapılırken protokole göre belirlenen hesaplamadaki kalemlerin ayrıca dercedilmediği ve kâr marjı tutarı hakkında açık net bir tespit olmadığı hususları gözetildiğinde, davacı tacir olsa da, bu faturalara itiraz imkanının bulunmadığı ve bunların soyut ticari defterlere kaydedilmiş olmasının sözleşmenin tadili ya da fatura içeriğinin benimsendiği anlamına gelmeyeceği- "Davacının tacir olduğu, basiretli davranması gerektiği, davacının davalıya gönderdiği ihtarnamede ve eldeki davada kâr marjı hesaplanmasının yanlış olduğunu ileri sürebildiğine göre protokolde belirtilen satış fiyatlarını ve dolayısıyla kâr marjına ilişkin hesaplamaları yaparak da faturaları kontrol edebileceği, davacının faturalara itiraz etmeyerek ticari defterlerine kaydettiği, kesin delil sayılan defter kayıtları karşısında taraflar arasında kâr marjına ilişkin anlaşmanın faturadaki fark ölçüsünde değiştirildiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Uyuşmazlık; davacı tarafından düzenlenen iki adet animasyon hizmeti satış faturasının davalı tarafından ticari defterlerine kaydedilmeden iade edildiği eldeki davada, faturalara konu hizmetin sunulup sunulmadığına veya gereği gibi yerine getirilip getirilmediğine ilişkin ispat yükünün davanın taraflarından hangisine ait olduğu noktasında toplanmaktadır..
Takip dayanağı faturaya davalı tarafından süresinde itiraz edildiği iddia ve ispat edilemediğine göre, TTK'nın 21/2 uyarınca davalının fatura muhtevasını kabul etmiş sayılacağı, o halde, davacı tarafından düzenlenen ve usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine de kaydedildiği anlaşılan faturaya davalının süresinde bir itirazda bulunmadığı ve itirazsız faturayı ticari defterlerine kaydettiği anlaşılmakla mahkemece faturada belirtilen tutar üzerinden yapılan takibe itirazın iptali ile ............. USD üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece, alacağın yargılamayı gerektirdiği ve likit olmadığı gerekçesiyle davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiş ise de dava konusu takip fatura alacağından kaynaklandığından likit nitelikte olduğundan, yasal olmayan gerekçe ile icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir olmasının gerekmediği, alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkının bulunduğu- Gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem de dahil, her türlü nedenden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, açıkça talep edilmesi hâlinde Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredileri için uyguladığı faiz oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği- Kazaya karışan davalı araç ticari taksi olup ticari araç olduğundan ve davacı vekili kaza tarihinden itibaren ticari faiz talep ettiğinden, mahkemece Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredileri için uyguladığı faiz oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği- "3095 s. Kanun ve TTK’nın 8. maddesi uyarınca, davada talep edilen ticari faiz isteminden anlaşılması gerekenin avans faizi değil yasal faiz olduğu, mahkemece bu gerekçe ile yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken zarar görenin durumunun esas alındığı, bu durumda yasal faize yönelik olarak mahkemenin gerekçesi yanlış ise de sonuç itibari ile verilen kararın doğru olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Fatura asıllarının davacı-karşı davalı tarafça ibraz edilmemiş olmasına göre, davacının temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-
İtirazın iptali davasının, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir dava olduğu, davanın takibe bağlılığının hem alacağın "miktarı", hem de "kaynağı" bakımından geçerli olduğu- Satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğunun kabul edilebileceği, ancak, eğer fatura, alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse, satıcının alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmesi gerektiği- Usulüne göre düzenlenmiş ve taşıyan ile gönderen veya gönderilenin imzasını haiz bir sevk irsaliyesinin, eşyanın taşınmak üzere taşıyıcı tarafından teslim alındığını veya eşyanın gönderilene teslim edildiğini ispata yarayan bir belge olduğu- Sevk irsaliyelerine dayanılan itirazın iptali davasında, davalı şirketçe "sevk irsaliyeleri altındaki imza ile sevk irsaliyesi içerikleri" kabul edilmemiş olup davacı şirket tarafından dosyaya sunulan sevk irsaliye asıllarının olmadığı ve imzanın bulunduğu kısımda fabrika yetkilisi veya çalışanının isminin bulunmadığı, buna rağmen imza incelemesi yapıldığı, davacıya irsaliye asıllarının sunulması adına sonuçları hatırlatılarak kesin süre verilmesine karşın, davacının irsaliye asıllarını dosyaya sunamadığı anlaşıldığından, asılları olmayan sevk irsaliyeleri üzerinden "delil" olarak niteleme yapılarak inkâr edilen imzaların davalı şirket yetkilisi veya çalışanına ait olup olmadığı yönünde tespit yapılması imkânın kalmadığı, sevk irsaliyelerinin davacı lehine "delil" olarak değerlendirilemeyeceği-
Kapalı fatura düzenlenmiş olması fatura bedelinin ödendiğine dair karine teşkil etse de aksini ispat etmenin mümkün olduğu- Davacı borçlunun yaptığını kanıtladığı ödemelerin tarihlerinin dikkate alınıp, tarafların beyanını da almak suretiyle, hangi faturalara mahsuben yapıldığı hususu da araştırılıp, fatura tarihinden sonra yapılan ödemenin ilişkin olduğu faturalar yönünden kapalı fatura karinesini çürüttüğünden ve diğerleri yönünden de kapalı fatura karinesinden hareketle bir karar verilmesi gerektiği- Davalı alacaklının icra takibinde haksız olduğu kabul edilse de, ayrıca kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından İİK. 72/V uyarınca kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği-
Bir satım faturasının alıcının ticari defterlerine kaydedilmiş olmasının faturada yazılı malların teslim edildiğine dair karine teşkil ettiği-
Tebligatta, muhatabın çarşıda olduğuna yönelik bilgiyi veren ve haber kağıdı yapıştırıldığı bilgisi verilen komşusunun isim ve soyadının olmadığı, sadece oturduğu daire numarasının yeterli olmadığı bu haliyle tebligatların aykırı ve dolayısıyla usulsüz olup, bir hukuki sonuç doğurmayacağı-Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği ve borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebi sayıldığından mahkemece, şikayetin kabulü ile, ihalelerin feshine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm tesisi kurmasının isabetsiz olduğu-
Bir faturanın ticari defterlere kaydının hizmetin yapıldığına karine olacağı, davacı-borçlunun bu hizmeti almadığını ispat etmesi gerektiği, sadece vergiye ilişkin olarak düzeltme beyannamesi verilmesinin ispata yeterli olmadığı-