Tarafların mesaj yolu ile karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettiklerinin, erkeğin kadının babasına çektiği mesajla eşi hakkında küçük düşürücü sözler söylediği, davacı ile aynı işyerinde çalışan iş arkadaşlarının tanık olarak dinlendiği, bu tanıklardan birinin fiili ayrılığın başladığı gün hakkında, "davalının sebepsiz şekilde eşyalarını toplayarak evi terk ettiği" yönünde bilgi verdiği, diğer tanıkların ise "davalının kadının işyerine gelerek huzursuzluk çıkardığının ve eşini işyerinde küçük düşürdüğüne ilişkin olarak görgü sahibi olduklarının anlaşıldığı uyuşmazlıkta, davalı erkeğin eşine ağır hakaret ettiğinin, eşinin işyerine giderek huzursuzluk çıkardığının ve eşinin başkaları yanında küçük düşmesine neden olduğunun, buna karşılık kadının da eşine hakaret ettiğinin açık olduğu anlaşıldığından, erkeğin eşine nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- "Erkek eşe yüklenen kusurlu davranışlarına dair eylemlerin kadının gerçekleştirmiş olduğu kusurlu davranışların bir sonucu olduğu, bu nedenle, kadın eşin boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmuş olmasının başlı başına bozma nedeni olduğu- Fazla çalışma alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık söz konusu olduğunda yan deliller ile desteklenmedikçe tek başına husumetli tanık anlatımları ile sonuca varılamayacağı-
Taraflar arasında düzenlenen tasfiye protokolüne göre belirlenen borç miktarı intifa süresinin karşılıksız kalan kısmına yönelik olduğundan bu protokolün düzenlenmesinin akdi ilişkinin tümünün tasfiyesine yol açmayacağı-