Öz sermaye tespit koşulları oluşmadığından ve talepte hukuki yarar bulunmadığından öz sermaye tespiti isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Esas sermaye payının miras yoluyla geçmesi hallerinde tüm haklar ve borçların (genel kurulun onayına gerek olmaksızın) esas sermaye payını iktisap eden kişinin ilgili şirketin esas sermaye payının yeni malikler adına tescili için ticaret sicil müdürlüğüne yapacağı başvuru ile geçeceği- Bu başvuruyu yapmaksızın dava açan davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
Sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından alabilecekleri gibi borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların,İİK.'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini sağlayarak da alabilecekleri- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- Alacaklıların, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haiz olduğu- Yeni TTK hükümleri uyarınca, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısının, 6762 s. TTK.nun 145. maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkına sahip olduğu- Limited şirketlerde pay senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup, pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkının devir ve temlik edilemeyeceği ve yine aynı nedenle bu haklar üzerine rehin ve haciz konulamayacağı- Pay senetlerinin kazanılması ile sermaye payının devralınmış olmayacağı- Esas sermaye payının devredilebilmesinin 6102 sayılı TTK.nun 595 ve 596. maddesi hükümleri şartlarında mümkün olduğu-
Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hallerinde, tüm haklar ve borçların , genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçeceği- Şirketin, iktisabın öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde esas sermaye payının geçtiği kişiyi onaylamayı reddedebileceği ve bunun için, şirketin, payları kendi veya ortağı ya da kendisi tarafından gösterilen üçüncü bir kişi hesabına, gerçek değeri üzerinden devralmayı, payın geçtiği kişiye önermesinin şart olduğu-
Alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketindeki hisselerinin haczi için ticaret sicil memurluğuna haciz müzekkeresi yazılmasının talep edildiği, ticaret sicil memurluğunun haczin sicil kayıtlarına tescil edildiğini bildirdiği, haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK.nun 133/2.maddesi gereğince, borçlunun limited şirketteki ortaklık payının haczinin mümkün olduğu, icra müdürlüğü, alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi istendiğinde, borçlunun hisse haklarının, şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilebileceği gibi icra memurunun mahalline (şirket merkezine) bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabileceği, şirket hisselerinin bu şekilde haczedilmesinden sonra ancak bildirimde bulunmak için ticaret sicil memurluğuna müzekkere yazılabileceği, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken limited şirketlerde ortağın şahsi borcundan dolayı ortaklık payının doğrudan haczi mümkün olmayıp sadece ortağın kar payı masraf ve avans alacağı veya tasfiye halinde tasfiye bakiyesine katılma hakkının haczedilebileceğinden bahisle şikayetin kabulüne kararı verilmesi isabetsiz ise de sonuçta dava kabul edildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekirken bozulduğu anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulünün gerektiği-
Şikayetçi üçüncü kişi konumunda bulunan şirketin, takip borçlusunun şirketlerinin ortağı olduğunu, borçlunun şirkette bulunan hissesinin haczedildiğini, borçlunun şirketteki payının karşılığı olan 2.000,00 TL'nin ödenmek suretiyle haczin kaldırılması talebiyle icra müdürlüğüne başvurduklarını, ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek icra müdürlüğünün istemlerinin reddine ilişkin kararının iptali için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, TTK.'nin 596/2. maddesi hükmünün; haczedilen hissenin cebri icra yolu ile satışından sonra hissesi haczedilen şirkete, alıcıya karşı payı gerçek değeri üzerinden devralmayı önerme hakkı verdiği, mahcuz hissenin satışından önce, haciz aşamasında, şirketin böyle bir öneride bulunma hakkının olmadığı, şikayetçinin başvurusunun, mahçuz hissenin satışından önceki aşamada olduğu, henüz icra yolu ile satış yapılmadığından 6102 Sayılı TTK'nun 596/2. maddesinin şartlarının bulunmadığı, şikayete konu icra müdürlüğünün talebin reddi yönündeki işleminin hukuka uygun olduğu, mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından borçlunun limited şirket firmasındaki hisselerinin haczi için ticaret sicil memurluğuna haciz müzekkeresi yazılmasının talep edildiği, ticaret sicil memurluğunun haczin sicil kayıtlarına tescil edildiğini bildirdiği, ayrıca 3. kişi şirkete birinci haciz ihbarnamesi ile haciz müzekkeresinin gönderildiğinin görüldüğü, haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK.’nin 133/2.maddesi gereğince, borçlunun limited şirketteki ortaklık payının haczi mümkün olduğu- HMK.'nin 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde "Türk Milleti Adına" ibaresi yazılmasının zorunlu olduğu-
  • kayıt gösteriliyor