Davalı vekiline yapılan önceki tebligatlarda da, tebliğ evrakını aynı şekilde daimî çalışan sıfatıyla kabul eden kişinin imzasına yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğünün bulunmadığı- Davalı vekiline direnme kararının tebliğine ilişkin tebligat daimî çalışanı imzasına tebliğ edilmiş, daha sonra aynı gerekçeli karar tekrar tebliğe çıkarılarak aynı adreste yine davalı vekiline aynı daimî çalışanı imzasına ikinci kez tebliğ edilmiş ve karar davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile temyiz edilmiş olup davalı vekiline yapılan ilk tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması nedeniyle geçerli olduğundan, temyiz süresinin bu tarihten başlayacağında kuşku bulunmadığı- İkinci kez yapılan tebligat üzerine temyiz süresinin yeniden başlayacağının ve davalının yeni bir temyiz hakkı doğacağının kabul edilemeyeceği-
Davacı ..., davalı...'i daha önce kesinleşen mahkeme kararı ile evlat edinilmiş olması ve diğer davacı eş...'nin eşi ...'ın evlatlığı...'i evlat edinmesine Kanun cevaz verdiğinden, açılan davada ...'ın hukuki yararı olmadığı için ... yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yeniden evlat edinme kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu- Evlat edinilen şahıs dava tarihi itibari ile ergin olduğundan TMK'nin 314/4.maddesine göre ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına ana ve baba adı olarak evlât edinen eşlerin adları yazılır amir hükmü karşısında nüfus kayıtlarına anne/baba adı olarak evlat edinenlerin adlarının yazılmasının usul ve kanuna aykırı olduğu- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 318.maddesi kapsamında "Evlât edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakatsa, Cumhuriyet savcısı veya her ilgili evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir." hükmü gereği evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını her ilgili veya Cumhuriyet savcısı tarafından mahkemeden istenebileceği-
TMK. mad. 305 uyarınca küçüğün evlat edinilmesinin, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlı olduğu, mad. 306 hükmünde ise; eşlerin ancak birlikte evlat edinebileceği, eşlerden birinin, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebileceği, mad. 309 hükmünde ise evlat edinmek için küçüğün ana ve babasının rızasının gerektiği, mad. 311 hükmünde ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağının hükme bağlandığı-
Başka bir erkekle doğal soy bağı bulunan çocuğun, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamayacağı, keza bu çocuğun evlat edinilmesi, evlat edinenle çocuk arasında yapay soy bağının kurulmasına dayanak teşkil ettiği halde, çocuğun gerçek anne ve babasıyla olan doğal soy bağını ortadan kaldırmadığı- Evlat edinmeyle ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçerse de, çocuğun genetik ana ve babası arasında var olan soy bağı ilişkisi sona ermediğinden, genetik ana ve babanın çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının devam edeceği- Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığının devam edebilmesinin doğal soy bağı ilişkisinin kurulmasıyla mümkün olduğu-
TMK. nun 305. maddesinin; "bir küçüğün evlat edinilmesinin, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlı olduğunu", 306. maddesinin; "eşlerin, ancak birlikte evlat edinebileceğini, eşlerden birinin, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebileceğini", 309. maddesinin; "evlat edinmek için küçüğün ana ve babasının rızasının gerektiğini", 311. maddesinin; "ana ve babadan birinin kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa veya küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa bu hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağını", düzenlemiş olduğu-
Sokağa bırakılan ve kurumca koruyucu aile olarak davacılara verilen küçüğün davacılar ile duygusal bağının oluştuğu, evlilik dışı ilişkisi sonucu küçüğü doğuran davalı annenin, küçüğün babasının kim olduğu yönünde açıklamada bulunmadığı, davalı annenin çocuğa karşı özen yükümlülüğünü yerine getiremediği anlaşıldığından, davalı annenin evlat edinmeye rızasının alınmasına gerek olmadığı -Davalı anne gerek yargılama sırasında ve gerek davadan sonraki dönem için küçük ile şahsi ilişki kurulması yönünde karar verilmesi isteminde bulunmuş olduğundan bu isteme yönelik temyiz incelemesinin tamamlanması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekeceği-
Birlikte evlat edinmede; eşlerin en az beş yıldan beri evli olmalarının veya otuz yaşını doldurmuş bulunmalarının gerekeceği-
Türk Medeni Kanununa göre, eşlerin birlikte evlat edinmeleri için en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekeceği-
Eşlerin; ancak birlikte evlat edinebilecekleri, eşlerin en az "beş yıldan beri evli olmaları"nın veya "otuz yaşını doldurmuş bulunmaları"nın gerektiği-
Çekişme konusu taşınmazların kadastro tespitinde tarafların ortak miras bırakanının “taşınmazları davalıya haricen sattığını belirterek davalı adına yapılan tespite muvafakat ettiğini “ beyan edip, tutanaktaki bu beyanını imzası ile onayladığında,irade ile beyan arasında uyum olduğunda muvazaa iddiasının reddi gerekeceği-