Şirket yöneticilerinin sorumluluğuna dayalı tazminat ve şirketin borca batıklığının tespiti istemi- "Yansıma zarar" niteliğindeki zararın tazminin ancak şirket ve her bir pay sahibinin isteyebileceği (TTK 555 ) ve tazminatın da şirkete ödenmesinin talep edilebileceği- TTK 556'da ise, şirketin iflası halinde, tazminatın şirkete ödenmesinin şirket alacaklıları tarafından da talep edilebileceğinin düzenlendiği, iflas hali dışında, alacaklının dolayısı ile zarar nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası açamayacağı- Davacı alacaklı tarafından iflas halinde olmayan şirket yöneticileri hakkında dolaylı zararları nedeniyle dava açma hakları bulunmadığından ve "dolaylı zarar" niteliğindeki talep edilen tazminatın şirkete ödenmesinin istenilmesi gerekirken, "davacıya ödenmesinin" talep edilmesi nedeniyle davanın reddine, şirket yöneticilerine karşı açılmış olan bu davada husumet yönetilmeyen şirketin borca batıklığının tespitine ilişkin davanın da reddine karar verilmesi gerektiği-
Limited şitket yöneticisi davalının şirketi iyi yönetememesi, ana sözleşmenin kendisine yüklediği görevleri yapmaması sebebiyle şirketin borca batık hale geldiği sebebiyle davacının zarara uğradığına yönelik açılan davanın dolaylı zarara ilişkin TTK 309. maddesine dayalı olarak açıldığının kabulü gerekip, davacının dava sonunda hükmedilecek tazminatı şirket yararına istemiş olması gerektiği hususu da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Şirket alacaklılarının dava açma hakkı doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre farklılıklar içerdiği- Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zararının oluşmasına sebep olduğundan, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, şirket alacaklılarının dolaylı zararı olduğu ve şirket alacaklısının dolaylı zararları nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabileceği- Yöneticilerin veya denetçilerin eylemleri sonucunda şirket alacaklılarının ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar doğrudan zararlar olup, ortaklığın zarar görüp görmemesinin bir önemi bulunmadığı, alacaklıların ise, talep ettiği tazminatın kendisi adına hükmedilmesini isteyebileceği-
Şirkete ait markanın yetkisi bulunmayan ortak tarafından devrinin iptali istemi- TTK. 557/1 uyarınca, davacı ortak olarak şirket borçlarından alacaklılara karşı sorumlu olduğundan, şirketin malvarlığında yer alan markanın elden çıkarılması davacıyı zarara uğratacak bir işlem olup, davacının TTK. 555/1 gereği şirketin uğradığı zararın tazminini isteyebileceği- Şirketin idaresi İflas İdaresine geçmiş olduğundan, TTK. 556 uyarınca zarara uğrayanlar adına İflas İdaresince taleplerin ileri sürülmesi ve dava açılması gerekli ise de; İflas İdaresi tarafından dava açılmayan hallerde her pay sahibine de davayı ikame etme hakkı tanınmış olduğu- Davacı, iflas dairesinin devir işlemi karşısında kayıtsız kaldığını ileri sürerek dava açma yoluna gitmiş ve ilk celsede de İflas İdaresi temsilcisi devir işleminin masayı zarara uğratacak bir işlem olduğu ve iptali gerektiği yönünde beyanda bulunmuş olup mahkemece, iflas idaresinin beyanları ve TTK'nın 555. 556.ve 557 hükümleri tartışılmaksızın ve gerekçeden yoksun olarak davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından davanın reddi yönünde kurulan hüküm hatalı olduğu gibi, TTK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'nun 2. maddesi gereği dava tarihi itibariyle uyuşmazlığa hangi Kanun'nun hangi hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair de bir değerlendirme yapılmamış olmasının da hatalı olduğu-