Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğu- Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile davacı-davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olduğu gibi, çocuğun yaşı ve anne bakımına ihtiyacı gözetildiğinde çocuk üç yaşını tamamladıktan sonra her yıl 1 Temmuz ile 1 Ağustos tarihleri arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasının da çocuğun bedeni ve fikri gelişimine engel olacak nitelikte olduğu-
Dava değerinin raporda belirtilen miktar olduğu anlaşılmakla davacı vekiline adli yardım talebinin de reddedilmesi nazara alınarak Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddeleri uyarınca eksik olan harcın tamamlanması için iki haftalık kesin süre verilmesine verilen kesin süre içerisinde bildirilen miktar üzerinden eksik harcın yatırılmaması halinde davaya terditli olarak açılan ve harcı yatırılan bedel üzerinden devam edileceğine " ilişkin ara kararı ve bu ara karara itiraz üzerine 25/12/2017 tarihli ara kararla " Mahkemenin 07/12/2017 tarihli celsesinin 2 no'lu ara kararında ayrıntılı olarak yazılan gerekçelere göre, dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması göre davacı vekilinin ara karardan dönülmesine ilişkin talebinin reddine" yönelik ara kararının HMK'nun 341. maddesi metninde belirtilen nihai bir karar olmadığı gibi ihtiyati tedbir talebinin reddi veya ihtiyati tedbir talebinin kabulüne itiraz üzerine verilen bir ara karar da olmadığı, ayrıca davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin ara kararın itiraz üzerine yerel mahkemenin kararı ile HMK'nun 337/2.maddesi gereğince kesin olarak usulden reddedildiğinden bu red kararının istinaf incelemesine tabi olmadığı-
Davalının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davacı kadının ön inceleme aşaması tamamlanana kadar, davalının kendisine fiziksel şiddet uyguladığı vakıasına dayanmadığı, dayanılmayan bu vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre davalının boşanmaya sebebiyet veren vakılardan tamamen kusurlu bulunduğu- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüklerin ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çok olup, mahkemece hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Davalı erkeğin kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından davalı erkeğin adli yardım talebinin kabulü gerektiği- Hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmekte olup bu bakımdan, ortak çocukların mahkemece eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istedikleri konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihlerinin kendilerinden sorulması gerektiği-
Adli yardımın daha önce yapılan yargılama giderlerini kapsamayacağı, adli yardım taleplerinin reddine ilişkin kararlara karşı itiraz yolunun açık olduğu-
Adli yardım talebini haklı gösterecek hiç bir bilgi ve belge sunulmadığından adli yardım talebinin makul ve inandırıcı olmadığı kanısına varılmakla, davalı vekilinin kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından adli yardım talebinin HMK’nın 337/2. maddesi uyarınca reddine karar verildiği-
Adli yardım talebinin reddi kararına yönelik itirazların Yargıtay ilgili dairesinde incelenmesi neticesinde verilen kararların kesin nitelikte olduğu; karar düzeltme yolunun kapalı olduğu-
Adli yardım talepli temyiz isteminin reddi-
Davacının yargılama harç ve giderlerini karşılayabilecek ekonomik durumu olmadığı gerekçesiyle talep üzerine mahkemece adli yardımdan yararlandırılması gerekeceği; mahkemece davacı vekilinin adli yardım talebi hakkında HMK'nın 337. maddesi uyarınca değerlendirme yapılarak olumlu veya olumsuz bir karar verildikten sonra davanın esasına girilerek karara bağlanmasının isabetli olacağı -
HMK'nın 337/2 maddesi gereğince adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebileceği; kararına itiraz edilen mahkemenin, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye gönderileceği; itiraz incelemesi neticesinde verilen kararın kesin olduğu; Adli yardım talebi reddedilirse, ödeme gücünde sonradan gerçekleşen ciddi bir azalmaya dayanılarak tekrar talepte bulunulabileceği -