TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Özel Borç İlişkileri > - Eser Sözleşmesi > - C. Sözleşmenin sona ermesi > Madde 486 - V. Yüklenicinin ölümü veya yeteneğini kaybetmesi
Madde Listesi Madde 486 - V. Yüklenicinin ölümü veya yeteneğini kaybetmesi
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin "işin eksiksiz teslim edildiği"ne ilişkin olmasının, bölge adliye mahkemesince "sözleşmeden doğan edimin ayıplı ifa edildiği ve hükmedilen cezai şart alacağı"na ilişkin olarak açık istinaf bulunmadığından bahisle esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı- Yüklenicinin istinaf dilekçesinde işin tamamını eksiksiz bir şekilde teslim ettiğini ifade etmiş olduğundan cezai şartı da istinaf ettiğinin kabulü gerekeceği-
Davacıların murisine 5510 s. K. mad. 102/1-b (mülga 506 s K. mad.140/1-a) uyarınca verilen idarî para cezası yönünden, "ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin" uygulanması gerektiği- Hukuka aykırı eylemi nedeniyle idarî yaptırıma tâbi tutulan murisin ölümüyle idarî para cezasının tahsil kabiliyeti ortadan kalktığından, cezanın mirasçılara geçen borç olarak kabul edilmesi ve bunun sonucu olarak da davacı mirasçılar hakkında takip yapılmasının mümkün olmadığı-
Dava dışı şirket ile davacı idare arasında ihale sonucu imzalandıktan sonra davalı yüklenici tarafından devralınan 07.12.1993 tarihli sözleşmenin 47. ve 48. maddeleri gözetilerek yol yapımı sırasındaki faaliyetlerden dolayı dava dışı 3. şahısların zarar gördüğü iddiası ile önce ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan ve sonrasında yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilerek ... İdare Mahkemesi'ne gönderilen dava dosyaları ile bu dosyalardan verilen kararların icrası amacıyla açılan icra takip dosyalarının celp ve tetkik edilerek iş sahibi idare tarafından bu kapsamda yapılan ödemeler gerektiğinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle belirlenmeli ve buna göre hüküm kurulması gerektiği-
Davacı vekilinin dava dilekçesinin, deliller bölümünde "v.s. yasal delil" demek suretiyle dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nın uygulandığı dönemdeki Yargıtay İçtihat ve uygulamalarına göre "yemin" deliline de dayanmış sayıldığından davacı tarafa davalıya yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılmalı ve hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-