İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup bu karinenin aksi davalı 3.kişi tarafından ispat edilmesi gerekeceği; ancak davalı 3.kişinin dayandığı vergi levhası, istenilen her kişi adına düzenlenmesi mümkün olan fatura mülkiyet karinesinin aksini ispat için yeterli olmayıp ayrıca davalı 3.kişi ile borçlu hatta dava dışı kişi arasındaki işlemlerin alacaklıdan mal kaçırmak amacına yönelik danışıklı işlemler olmasından dolayı 3.kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haciz mahallinde borçluya ait evrak/eşya bulunması halinde orasının borçlunun evi ya da işyeri sayılacağı ve oradaki malların keza borçluya ait sayılacağı; bu durumda İİK.’nun 97/a maddesindeki “mülkiyet karinesi”nin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı-
Haciz ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olup, İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu-
finansal kiralama sözleşmesinin düzenleme şeklinde noterlikçe yapılması gerekeceği ve kiracının yerleşim yeri noterliğindeki özel sicile bu sözleşmenin tescili gerekeceği-
İİK.'nun 88. maddesinin 2. fıkrasının son cümlesinde yer alan "... alacaklının muvafakatı ve..." ibaresinin Anayasanın 2., 13. ve 35. maddelerine aykırı olması nedeniyle iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 12.01.2012 T., E:2010/90, K:2012/4 sayılı kararı-
Borçlu şirketten satın alınan fabrika binası 'örtülü ticari işletme devri' niteliğinde olup, TBK mad. 179 uyarınca; işletmeyi devralan üçüncü kişinin işletmenin borçlarından da sorumlu olduğu-
Haciz, borçluya ödeme emri tebliğ edilen, borçlunun Cumhuriyet Savcılığı ifadesinde belirttiği resmi adresinde yapılmış olup borçlu, istihkak iddiasında bulunan 3. kişi oğlu olup takip dayanağı senette 3. kişinin işletme kaşesi bulunduğundan, mülkiyet karinesi alacaklı-borçlu yararına olup aksini 3. kişinin ispat etmesi gerektiği- İcra müdürlüğünce haczin İİK. mad. 99 uyarınca yapılarak dava açmak üzere alacaklıya süre verilmiş olmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- Temini her zaman mümkün olan fatura ve vergi kaydı alacaklı yararına olan mülkiyet karinesini aksini kanıtlamaya yeterli olmadığı-
Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki ticari ilişkinin “işletme devri” niteliğinde olması ve İİK.’nun 44. ve TTK.’nun 202. maddesindeki koşulların yerine getirilmemiş olması halinde işletmeyi devir alan üçüncü kişinin TBK.’nun 202. maddesi uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olacağı-
Borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirketin ortaklarının aynı kişiler veya aynı soyadını taşıyan kişiler olması ya da temsilcilerinin aynı kişi olması halinde şirketler arasında «organik bağ» bulunduğu ve dolayısıyla bunlar arasındaki -devir, satış, kira gibi- işlemlerin -kural olarak- alacaklardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olarak kabulü gerekeceği–