7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesi uyarınca çağrı bildiriminin ilgilinin adresine teslimini müteakip başlayan 30 günlük başvuru süresi içerisinde Başkonsolosluğumuza müracaat edilmemiş olması nedeniyle, tebligat 26 Aralık 2018 tarihinde adı geçene tebliğ edilmiş sayılabileceği düşünülmektedir....” şeklinde açıklamada bulunulduğunun, ekinde bulunan 26/12/2018 tarihli tebliğ tebellüğ mazbatasından da tebliğ tarihinin 26/12/2018 olarak belirtildiği, borçlu vekilinin de şikayet dilekçesinde ödeme emrinin 14/12/2018 tarihinde konsolosluk aracılığı ile tebliğ edilmiş olduğunu beyan ettiğinin görüldüğü, bu durumda borçlu tarafından icra mahkemesine 18/12/2018 tarihinde yapılan başvurunun yasal beş günlük süre içerisinde olduğunun kabulü gerekeceği- Alacaklının talebiyle icra müdürlüğünce borçluya ikinci kez ödeme emri tebliğinin, ona yeni bir itiraz hakkı tanıyacağı-
Davalının tebligat için bilinen en son adreslerinin araştırması ve dava dilekçesi ve duruşma oturum gününün davalıya tebliğe çıkartılmasının mahkemenin görevi olduğu, bu konularda davacı tarafa süre ve kesin süre verilemeyeceği- Muhatabın yurt dışında bulunması nedeniyle tebligatın iade edilmesi üzerine, davalının yurt dışı adresinin bildirilmesi için davacıya bir hafta kesin süre verilerek, bu süre içinde davalının adresi bildirilmezse davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği ihtar edilmiş ve davacı tarafça davalının yurt dışı adresinin bildirilmemiş olması nedeniyle "davanın açılmamış sayılmasına" karar verilmişse de, dava dilekçesi ve duruşma oturum gününün davalıya tebliğe çıkartılması mahkemenin görevi olduğundan, bu konularda davacı tarafa süre ve kesin süre verilemeyeceği-
Şikayetçinin yurt dışı adresine Berlin Başkonsolosluğu aracılığıyla 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesine göre tebligat çıkartıldığının görüldüğü, Berlin Başkonsolosluğu'nun cevabi yazısında, bildirim formunun iadeli taahhütlü postayla gönderildiği ancak evde bulunmayan adı geçene posta idaresi tarafından mektubu bir hafta içinde postanaden almasını teminen yazılı davet bırakıldığının, süresi içinde alınmayan mektubun Başkonsolosluğa iade edildiğinin bildirildiği, şikayetçiye gönderilen bildirim formunun, tebliğ konusu, tebliğin hangi mercii tarafından çıkarıldığı bilgilerini içermediği ayrıca şikayetçinin imzasının da alınmadığı evrakın posta kutusuna bırakıldığı ve süresinde alınmadığından "süre doldu alınmadı" notu ile iade edildiği görüldüğünden satış ilanı tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 25/a maddesi ve Tebligat Kanunu Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğu-
İİK. mad. 62/3 uyarınca, borçlunun, itiraz dilekçesinde yurt içinde adres gösterme zorunluluğu bulunduğu-
Borçlu tüm tebligatların yapıldığı tarihte ve takip tarihi itibariyle yurt dışında ikamet etmesi nedeniyle yurt içi adresine tebligat yapılması usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Borçluya ödeme emrinin, kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Yabancı Ülkedeki Türk Vatandaşlarına Tebligat Usulünü düzenleyen 25/a ve devamı maddeleri gereğince tebliğ edilmesi yerine yurt içi adresine tebligat yapılmasının usulsüz olduğu- Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılmasının doğru olmadığı-
  • kayıt gösteriliyor