Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanması gerektiği ancak temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınmasının taraflarca kararlaştırılabileceği, tarafların, uygulanacak faiz oranını belirlerken, TBK'nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorunda olduğu- Davalının takas savunması ile ilgili tüm delilleri toplanarak hüküm kurulması gerektiği- Karar başlığında davacı olarak kooperatifin yerine kooperatifi temsilen dava açan yöneticilerinin gösterilmesinin isabetsiz olduğu-
Tacirler arasındaki ticari işlerde faiz oranının serbestçe kararlaştırılmasının mümkün olduğu-
Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı- Türk Borçlar Kanunu'nun; kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120., aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138.maddesinin, görülmekte olan davalarda da uygulanacağı-
Ticari işlerde temerrüt faizi oranı serbestçe belirlenebileceği (TTK. mad. 8)- "Ticari iş" niteliğindeki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkin davada 6098 s. TBK. mad. 88 ve 120 hükümlerinin uygulanamayacağı-
Banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın "ticari iş" niteliğinde bulunduğu ve bu durumda, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 7 maddesindeki “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76 ncı, faize ilişkin 88 inci, temerrüt faizine ilişkin 120 nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138 inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmünün somut olayda uygulama yerinin bulunmadığı, TTK. mad. 8 uyarınca ticari işlerde faizin serbestçe kararlaştırılabileceği- Davacının itirazları ve talebi doğrultusunda alınan ek heyet raporunda belirlenen komisyon alacağı uyarınca hüküm kurulmuşsa da, davalı yan önceki rapora itiraz etmemiş olduğundan, buradaki miktar yönünden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğunun gözetilmesi gerektiği-
6101 sayılı TBK.nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 7. maddesinde; TBK.nın kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76. faize ilişkin 88. temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalara da uygulanacağı-
Davalı kiracının sıfatına ve kiralananın mesken olmasına göre 6098 s. TBK. gereğince, muacceliyet şartının geçersiz hale geldiğinin kabulü gerekeceğinden, sadece takip tarihi itibariyle ödenmemiş muaccel kira alacağı üzerinden değerlendirme yapılması gerekeceği-
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali istemine ilişkin ve direnmeye konu uyuşmazlık ise; davacının takip talebindeki gecikme zammı isteminin temerrüt faizi olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği; burada varılacak sonuca göre, asıl alacağa temerrüt faizi eklenerek toplam alacak miktarının belirlenmesi gerekip gerekmediği-Para borçlarında borçlunun borcunu vadesinde ödememesi halinde yasal faizden ayrık olarak uygulanan ve borçlu tarafından ödenmek zorunda bırakılan gecikme zammının aslında bir faiz olduğunda kuşku olmadığı, ancak, uyuşmazlığın H.G.K.'na geldiği aşamada 6098 S.K. yürürlüğe girmiş olup, Türk B.K.'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu'nun ( 6101 sk ) 7. maddesinde Türk B.K.nun kamu düzenine ve genel ahlaka dair kurallarıyla geçici ödemelere dair 76., faize dair 88., temerrüt faizine dair 120. ve aşırı ifa güçlüğüne dair 138. maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanacağı, davacının takip talebinde "gecikme zammı" olarak istediği bedel gecikme ( temerrüt ) faizi olup asıl alacağa temerrüt faizi eklenmek suretiyle toplam alacak miktarının belirlenmesi gerekeceği, ancak, eldeki davanın çözümü bakımından karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6098 S.K ve 6101 S.K., somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, mahkemece, H.G.K.'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin hatalı olduğu -