Geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta; belge tarihine göre zaman aşımı süresi içinde açılmış olduğundan davalıların davacının alacak talebinden de sorumlu olduğunun kabulü-
Davacının sunduğu belgenin incelenmesinde, adı geçen evrakın davalı şirket unvanının antette bulunduğu, Hisse Senedi Devir ve Kabul Sözleşmesi adını taşıdığı, belge ile beraber davalı şirketin 208 adet hisse senedinin her biri ... Euro olmak üzere toplamda ... Euro karşılığında davacıdan devralındığı, ödenen miktarın ... Euro olduğu, davalı şirket ve yetkililerinin, primli pay senedi çıkarma yetkisi olmaksızın, nominal değerin üzerindeki bedel üzerinden “hisse devir kabul sözleşmesi” ve “hisse senedi talep formu” adlı belgelerle yüksek kâr vaadi ve istenildiği zaman para iadesi vaadi ile davacı gerçek kişilerin iradesini fesada uğrattığı, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisinin kurulmadığı, davalıların para toplama eyleminin hukuka aykırılık taşıdığı, haksız fiil kapsamında değerlendirildiği, zamanaşımı definin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, davanın yasal süresinde açıldığı, 7194 sayılı Kanunla eklenen geçici 4. maddede belirtilen “pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar” ibaresi dikkate alındığından SPK yazı cevabından davalı şirketlerin pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan halka açık ortaklık statüsünde olmakla birlikte söz konusu şirketlerin paylarının borsada işlem görmediği, davalı şirketlerin kanunun kapsamına girmediği, yasa hükmünün dava konusu uyuşmazlıkta uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, ... Euronun tahsil tarihi olan 31.07.2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesinin isabetli olacağı-
Doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü aracın SPK kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmadan TTK kapsamında pay addoluncağı; bu ortaklıklara yapılan ödemelerin pay karşılığı yapılmış kabul edileceği ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılacağı- Davalı şirketlerin pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan halka açık ortaklık statüsünde olmakla birlikte söz konusu şirketlerin paylarının borsada işlem görmediği nazara alındığında taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin bulunmadığı-
Taraflar arasında kurulmuş geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının ve kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğünün tespitine, TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar A.Ş. ve ..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği- Daha önce kurulan husumet nedeniyle davanın reddine dair hüküm bozma ilamı dışında bırakılmakla kesinleştiğinden bu konuda tekrardan hüküm tesisine yer olmadığı-
Taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitiyle, bu nedenle ... TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline-
Davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak Off-Shore Bank Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı alacak istemi-
Kooperatif üyesinin alacağını tahsili amacıyla kooperatif yöneticileri aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta, kooperatif aleyhine de takip yapıldığından bu takip sonuçlandırılmadan aynı alacak için davalılar aleyhine de takip yapılamayacağını, herhangi bir kusuru bulunmayan davalıların şahsen sorumlu tutulamayacağı-
Önceki dönemlerde yönetim ve denetim kurulu üyesi olan davalıların, görevleri sırasında zarara neden oldukları iddiasına dayanarak bir zararın olup olmadığı; varsa miktarının denetlenebilir bir şekilde, gerektiğinde bilirkişi kurulu marifeti ile kuşkuya yer bırakmaksızın saptanması gerektiği- Söz konusu zararın, şirket için bir zarar kalemi olarak kabulü halinde; yönetim ve denetim kurulu eski üyelerinin, TTK'nin 336 vd. maddeleri bağlamında; ispat külfeti ters çevrilmiş kusur sorumluluğu ilkeleri çerçevesinde, kusursuzluklarını kanıtlayamamaları halinde oluşan zarardan müteselsilen sorumlu olduklarının ilke olarak kabulü ve ayrıca ibranın sonuç doğrulabilmesi için, açık ibra olması gerektiği-
Kooperatif eski yöneticilerinin eylemlerinden doğan zararların tazmini istemine ilişkin davada, davacıların doğrudan değil; kooperatifin zarara uğraması dolayısıyla zarar görmüş olmaları, davacıların tazminini talep ettiği zararın da bu dolaylı zarar olması halinde davanın, mahkemece sorumluluk davalarının açılabilmesi için haklarında sorumluluk davası açılması yönünde genel kurulca usulüne uygun olarak karar alınması ya da tüm denetçiler tarafından davanın açılmış olması gerektiğinden bahisle reddinde isabet bulunmadığı-
Yönetim kurulu üyelerinin şirket adına yapmış oldukları sözleşme ve işlemlerden dolayı şahsen sorumlu olmasalar da, gerek Kanunun gerek ana sözleşmenin kendilerine yüklediği diğer görevlerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapılmaması halinde sorumlu olacağı, bu sorumluluk davasının genel kurul kararı ile denetçiler tarafından açılacağı-