İpotek alacağa bağlı bir hak olduğundan, tarafların alacağı ipotekle teminat altına alma konusunda anlaşmaları ve bu yöndeki iradelerini resmî şekilde işlem yaparak yerine getirmeleri gerektiği- Ortada, davacının dava dışı babasının veya babasının kurucu ortağı olduğu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı lehine dava konusu taşınmaza ipotek tesis edildiğine dair resmî şekilde düzenlenmiş ipotek akdi bulunmayıp aksine, davacının davalıdan aldığı borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiş olduğu, davalının da davacıdan alacaklı olmadığının kendi beyanı ile sabit olduğu anlaşıldığından, davacı ile davalı arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebinin yerinde olduğu- Davacı vekilinin, "davalının davacının iradesine aykırı olarak ve davalı ile birlikte hareket ederek davacıya ait taşınmazda davaya konu ipoteği davacı adına vekâleten tesis ettiğini, tesis edilen bu ipoteğin dayanaksız ve temel ilişki yokluğu nedeniyle yolsuz olduğunu" ileri sürerek "ipoteğin terkini, borçlu olmadığının tespiti" taleplerinin yanında "tazminat isteği" de bulunduğu gözetildiğinde, eldeki davada taşınmazlara ipotek tesis etmeye dair vekil tayin edilen davalıya husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Üst sınır ipoteğinin bulunması halinde, alacak miktarı ipotek limitini aşıyor olsa da, borçlunun ipotek akit tablosunda belirlenen miktarı icra dosyasına yatırmakla tüm borçlarından kurtulacağı, bu miktarın içerisine icra masrafları, faiz, vekalet ücreti gibi fer'i nitelikli alacaklar da dahil olup borçlunun ayrıca bunlardan sorumlu tutulamayacağı-
Davacının, davalı alacaklıya, üst sınır ipotek limiti aşılarak, ipotek limitinden fazla pay ayrıldığı iddiasına dayalı itirazı üzerine, mahkemece limit fazlasının ipotek kapsamında olup olmadığının incelenmesi gerekeceğinden bu itirazın, alacağın doğumuna ve miktarına değil, sıraya yönelik olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde icra mahkemesinin görevli olduğu-
İİK. mad. 150/ı 'da düzenlenen şikayet hakkının teknik anlamda bir şikayet olmadığından ve borca itiraz niteliği taşıdığından icra mahkemesinde İİK. mad. 68/1 'de belirtilen belgelerden sayılan kredi sözleşmelerindeki imzalara itiraz edilmesi halinde, mahkeme tarafından imza incelemesi yapılamayacağı-
"Davalı lehine düzenlenen üst sınır ipoteği ile ilgili akit tablosunda "0" olarak gösterilen faiz oranına aykırı olarak asıl alacağa faiz eklenerek ve üst sınır ipotek limiti aşılarak, davalıya pay ayrıldığı" iddiasına dayalı itirazın alacağın doğumuna ve esasına yönelik olmadığı- İpoteğin bir üst limit ipoteği olup olmadığını belirlemenin icra mahkemesinin görevine girdiği-
İpotek akit tablosunda limit miktarı saptandıktan sonra, "bu meblağa ilaveten ve ayrıca" ibareleri konularak ipoteğin kapsamını genişleten kayıtların eklenmesi ile, üst sınır ipoteği olarak tesis edilen ipotek türünün anapara ipoteğine dönüştürülmesinin mümkün olmayacağı- İpotek akit tablosu uyarınca, şikayetçi bankanın kredi kartından doğan asıl alacak ve fer'ileri toplamının üst sınır ipotek limiti içerisinde, kapsamında bulunduğu anlaşıldığından; mahkemece, şikayetçi bankanın üst sınır ipotek limiti dahilinde kalan asıl alacakları ve fer'ileri toplamı için ayrı bir icra takibi yapıp haciz koydurmasına gerek kalmaksızın, alacağının ilk sırada ödenmesinin mümkün bulunduğunun kabulü ile borçlunun kredi kartı borcu ve fer'ileri toplamı bilirkişiye hesaplattırılıp, üst sınır ipotek limiti kapsamında kalan asıl alacak ve fer'ileri toplamı yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-