GSM aboneliğine ilişkin sözleşmeye dayalı olarak tahakkuk olunan fatura bedelinin tahsiline ilişkin uyuşmazlığın, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği ve on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği-
Uyuşmazlık, taraflar arasında geçerli ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkindir...
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla paranın tahsili istemine ilişkin davada, Y. Grubu şirketlerinin fiili ve hukuki irtibat halinde oldukları, birlikte hareket ederek para toplama amacıyla davacının dayandığı belgeler karşılığında para tahsil ettikleri, ortağın sermaye olarak verdiğini isteyemeyeceğine dair yasal düzenlemeyi kullanarak para yatıran kişileri grup şirketlerden herhangi birinde veya birkaçında düşük nominal bedellerle şeklen ortak gibi gösterdikleri, tahsil ettikleri parayı ise muhasebe kayıtlarına yansıtmayarak para iade taleplerini reddettikleri, böylelikle haksız fiilde bulunduklarının anlaşıldığı, alacağa müstenit olduğu iddia olunan belgenin incelenmesinden, davalı şirketlerden Y. Holding A.Ş.'nin unvanının antette bulunduğu, hisse devir kabul sözleşmesi adını taşıdığı, belge ile beraber davalı şirketin hisselerinin toplamda 82.794 DM karşılığında dava dışı E. R.'tan devralındığı, hisse bedelinin ödendiği tarihin ise 15.02.2001 olduğu, devreden ve devralanın imzalarının belge üzerinde bulunduğu tespit olunmuş olup davacının dayandığı işbu belgede davalı şirketin anteti bulunduğundan davalıların, davacının alacak talebinden sorumlu olduğu gözetilip davalıların zamanaşımı itirazı da değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesinin gerektiği-
Zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesinin mümkün olmadığı- Kısmi dava da ıslah dilekçesine karşı davalı tarafın süresi içinde zamanaşımı defi ileri sürebileceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda zamanaşımı def’i ileri sürülen dilekçenin davalı tarafından davaya cevap süresi içerisinde sunulup sunulmadığı ve sunulan dilekçe karşısında mahkemece dosya kapsamında zamanaşımı def’i değerlendirmesi yapılıp yapılmadığı-
Islah ile dava değeri artırılmış ise bu durumda ıslah, bir taraf usul işlemi olduğundan nisbi harcın yatırılması gerekeceği, eğer harç yatırılmamış ise Harçlar Kanunu 32. maddesi uyarınca müteakip işlemlerin yapılamayacağı- Davalı zamanaşımı savunması yapmadığı sürece, o hak ve alacak için zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile, hakimin bunu kendiliğinden gözetemeyeceği; davayı sürdürmek ve alacağı hüküm altına almak zorunda olduğu-
Davacı tüketicinin, sözleşme tarihi koşullarına göre yüksek bir bedelle satın aldığı televizyondan beklentisinin, ileri teknolojiyle ve titizlikle üretilmiş, kaliteli ve sağlam bir elektronik cihaz almak olduğu- Garanti süresinin dolmasının akabinde arızalanarak kullanılamaz hâle gelen televizyonun onarımı talep edildiğinde garanti süresinin dolduğu belirtilerek neredeyse yeni bir televizyon bedelinin tamir ücreti olarak istenmesi üzerine açılan davada, "televizyonun anakartında meydana gelen ve görüntü vermemesine sebep olan arızanın üretimden kaynaklı gizli ayıp mahiyetinde olduğu, zamana bağlı olarak ortaya çıktığı ve kullanıcı hatasının bulunmadığı" bilirkişi tarafından tespit edildiğinden ve bir elektronik cihazın anakartının onun asli fonksiyonlarını yerine getirmesini sağladığı genel hayat tecrübesiyle de malûm olduğundan, satın alınan maldaki üretimden kaynaklı ayıbın ağır kusurla tüketiciden gizlendiğinin kabulü ile üretici yanında satıcının da tüketicinin seçimlik haklarından sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği-
Sebepsiz zenginleşenin, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altında olduğu- Sebepsiz zenginleşmeye dayalı davalarda iki yıllık zaman aşımı süresinin (TBK. 82), hak sahibinin, mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, ondan önceki noksan bilgiler ve tahminlerin bu sürenin başlangıcına esas olamayacağı- Harici satış sözleşmesine dayalı bedel talebine ilişkin davaya yasal süresi içerisinde cevap vermemiş olan davalının süresinden sonra vereceği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunabilmesinin ancak davacının muvafakat etmesi ile mümkün olduğu-
Yerel mahkemenin temyize konu direnme kararının gerekçesinde “davacının davalı şirkette geçerli bir ortaklığının olduğu ve TTK hükümlerine göre şirket ortağının sermaye olarak şirkete verdiğini geri isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın hem esastan reddine, hem de alacağın zamanaşımına uğramasından dolayı reddine karar verildiği” belirtildiği, mahkemenin hangi gerekçeyle davayı reddettiği açıkça anlaşılamadığından özellikle Anayasa’nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren HMK’nın 297. maddesi de gözetilerek direnme kararında davanın esastan mı yoksa alacağın zamanaşımına uğramasından dolayı mı reddedildiği açıkça ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerektiği-
Zamanaşımının, hakkın esasına ilişkin bir mesele olduğu- Zamanaşımı def'i ileri sürülmedikçe, o hak ve alacak için yasanın öngördüğü zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile, hâkimin bunu kendiliğinden göz önüne alamayacağı- Alacağın "zamanaşımına uğraması" nedeniyle davanın reddine karar verilmesi durumunda, davada kendini vekille temsil ettiren davalı yararına "nisbi" vekâlet ücretine hükmedileceği-