Taşınmazda oturduğunu beyan eden 3. kişinin, borçlunun ve şikayetçi alacaklının müşterek kızları olması sebebi ile İİK mad. 26 ve İİK mad. 41 hükümlerinin yollaması ile şikayete konu işleme uygulanması gereken İİK 276. maddesindeki korumadan yararlanamayacağı, ayrıca 3. kişinin zilyetliği İİK 27. maddede sayılan bir belgeye dayalı da olmadığından, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin dayanağı ilamda müdahalenin men'ine, muarazanın önlenmesine karar verilen taşınmaz üzerinde, şikayetçi üçüncü kişilerin İİK'nun 27. maddesi koşullarında, işgalde haklılıkları ispatlanmamış olduğundan, ilamın kendilerine karşı infazında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı-
Şikayetçi 3. kişinin, borçlunun tahliyesi için başlatılan takipte, tahliyesi istenen gayrimenkulün kendileri tarafından kullanıldığını, ilama konu dava tarihi öncesinden beri burayı işlettiklerini ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği davada, şikayetçi İİK mad. 27'de belirtilen nitelikte bir belge ile işgalde haklı olduğunu ispatlayamadığından tahliye ilamının kendisine karşı infazının yapılmasında bir usulsüzlük bulunmayıp şikayetin reddi gerekiği-
Takip alacaklısının, nizalı taşınmazda sahibi bulunduğu bağımsız bölümü üçüncü kişiye satış yoluyla devrettiği, devir tarihinden sonra eski malikin ilama dayanarak men-i müdahale ve eski hale getirme istemiyle takip yapma hakkının ve takipte sıfatının bulunmadığı, bu tarihten sonra men-i müdahale ve eski hale iade yönünden ilamın infazını yeni malikin isteyebileceği-
İİK'nun 27. maddesi aynen “Taşınmaz, üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden evvel tapuya tescil edilmiş bir akde müsteniden işgal edilmekte ise alacaklı borçlunun o şahsa karşı malik olduğu hakları haiz olur. Bu şıkkı ihtiyar etmezse borçlusuna karşı tazminat davası açabilir. Şu kadar ki suiniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı umumi hükümler mahfuzdur.” hükmüne göre, taşınmazda bulunan üçüncü şahsın maddede yazılı koşullarda işgalde haklılığı ispat edilmiş olmadığından infazın buna karşı gerçekleştirilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
Üçüncü kişi taşınmazda hacizden (somut olayda iflastan) önceki tarihli bir sözleşmeye dayalı olarak bulunduğunu resmi nitelikte bir belge ile ispat etmesi durumunda tahliye emrinin iptali gerekeceği-
Şikayetçi, iflas tarihinden evvel taşınmazı işgal etmekte haklı bulunduğunu iflas tarihinden önce tapuya şerh verilmiş bir kira sözleşmesi ile ya da İİK. nun 135/2.maddesinde yazılı nitelikte iflas tarihinden önce yapılmış resmi bir belge ile ispatlayamadığına göre, mahkemece şikayetin reddi gerekeceği-
Tahliye işleminin iptaline ilişkin uyuşmazlıkta, icra mahkemesince, duruşma açılıp tapu kaydı getirtilerek ve tarafların iddia ve delilleri incelenerek, şikayetçinin İİK'nun 27. maddesinde yazılı olduğu şekilde ayni hakkının olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, eksik inceleme ile evrak üzerinde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Tahliye isteminin iptali istemli davada mahkemece, duruşma açılıp tapu kaydı getirtilerek tarafların iddia ile delilleri incelenerek ve şikayetçinin İİK’nun 27. maddesinde yazılı olduğu şekilde ayni hakkının olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-