TBK. mad. 297/1 'de öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme hakkını kullanılmadığı, eldeki davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı için reddinin gerektiği-
Davalı vakfa bağış yapan murisin ölümü üzerine mirasçısı eşi davacının davalı vakfa gönderdiği ihtar ile taşınmazların bağış amacına uygun kullanılmadığını, 1 ay içinde amaca uygun kullanılması konusunda somut adım atılmasını, belgeleri ile bilgi verilmesini, aksi halde dava açacağını bildirdiği, ihtarın davalı vakfa tebliğ edildiği, ardından eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla TBK. mad. 297/3 uyarınca, bağışlayanın ölümünden başlayarak 1 yıllık sürede ihtar göndermek suretiyle mirasçıların bağışlamayı geri alma hakkı kullanıldığından, koşulun gerçekleşmesi bakımından davalıdan somut adım atmasını makul bir süre bekledikten sonra eldeki davayı açıldığından, hak düşürücü sürenin geçirildiğinin söylenemeyeceği-
Yerel mahkeme kararında davanın reddine ilişkin gerekçeler kararın yerinde gösterilmediği, bu halin Anayasa'nın 141, HUMK'nun 388 ve HMK'nun 297/c ve 27/c maddelerine aykırılık teşkil ettiği-
Bağıştan rücu, bağışlayandan, bağışlanana varması gerekli tek taraflı bir beyanı ile bağışlamanın geriye etkili olarak ortadan kaldırılması olup, rücu hakkının, bir hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu ve şahsa sıkı suretle bağlı haklardan olduğu ve 818 s. BK. mad. 246/2'de gösterilen istisna dışında kural olarak mirasçılara geçmediği gibi, temlik de edilemeyeceği-
Taraflar arasında dava konusu taşınmazın bedelinin davacı tarafından ödendiği konusunda yazılı delil bulunmadığı vurgulandıktan sonra bu ilişkinin varolup olmadığı hususunda davacıya yemin teklifi hakkı bulunduğu, bu hakkını kullanıp kullanmayacağının sorulup saptanması gerektiği-