Mahkemece, davacılarca vakfa özgülenmiş bağımsız bölümlerin tesciline karar verilmesi gerekirken, üçüncü kişilerin hak ve menfaatlerini de zedeleyecek şekilde üzerlerinde kat mülkiyeti kurulu bulunan adı geçen parsellerin tamamının vakıf adına hükmedilerek uygulamada ve infazda çelişki meydana gelecek şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
İfrazın mümkün olup olmadığı hususunun 3194 sayılı Yasa'nın 15. ve 16. maddesi gereğince Encümen Kararı ile belirleneceğinin sabit olduğu, oysa mahkemece ifrazın mümkün olup olmadığının encümen kararına bağlanmadığı, 16/10/2008 tarihli Belediye Başkan yardımcısı imzasını taşıyan yazıya göre neticeye gidildiği, hal böyle olunca ifrazın mümkün olup olmadığının belediye encümen kararına dayalı olarak belirlenmesi ve alınacak cevaba göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabul tarzı itibariyle de madem ki ifraz mümkün değil, o halde "caminin bulunduğu ve koruma altına alınan bölgenin" taşınmazın genel yüzölçümüne oranlanmak suretiyle miktarının saptanması ve buraya tekabül eden pay oranında kabul kararı verilmesi gereği gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olmasının isabetli olmadığı-
Karayolları Genel Müdürlüğü ve vakfa ait bir taşınmazın ve payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün bulunmadığı- 2762 s. Vakıflar Kanunu mad. 26 vd. uyarınca tasarruf sahibinin hakkı mülkiyet hakkına dönüşmüş olup, taşınmazın vakıfla ilgisi kesilmiş olduğundan, vakıfla bağlantısı kesilen bir taşınmazın TMK. mad. 713/2. maddesindeki yollama nedeniyle aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi halinde, tapu kaydının TMK. mad. 713/2 uyarınca hukuki değerini yitirebileceği- Mahkemece bu payların hukuki değerini yitirip yitirmediğinin tartışılıp değerlendirilmesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken paylara ilişkin davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı-
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin vakıf şerhinin silinmesi ya da tapu siciline yazılmasına ilişkin istemleri içeren davalarda da uygulanması gerekeceğine dair İçtihadı Birleştirme Kararı–