Temyize konu karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun usule yönelik bozma kararı sonrasında Mahkeme tarafından verilen hükme ilişkin olup inceleme yetkisinin Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna ait olduğu-
Mahkemece iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanan kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak davalı yüklenicilerin işverene karşı sorumlu oldukları dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, işçi ile işveren arasında uygulanması gereken kanun maddeleri gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Haklı ve geçerli sebep olmadan iş sözleşmesinin tarihinde feshi iddiası- Kıdem ve ihbar tazminatı istemi-
Davacının çalışmasının istifa ile sona erip ermediği, istifa dilekçesinin iradesi sakatlanarak alındığını ispatlayıp ispatlayamadığı; buradan varılacak sonuca göre davacı işçinin sözü edilen çalışma dönemi bakımından kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamayacağı-
Kıdem tazminatlarında ihale yapan kurumun sorumlu olacağı- Davalı kurumun sözleşme gereğince ödemesi gereken kıdem tazminatı miktarını davacı yüklenicinin hak edişi kapsamında yükleniciye ödemesi durumunda davacının sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olacağı- Davacı yüklenicinin hak ediş alacağından bu miktarın kesilmesinin hukuka uygun olduğu kabul edilmiş ise de yargılama aşamasında davalı vekilince verilen dilekçelerde ve teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin yazılarda dava konusu teminat mektubunun nakde çevrilme sebebinin15 Eylül 2014 tarihinde yatırılması gereken işçi maaşlarının davacı şirketçe yatırılmaması, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 36. maddesinin 5. fıkrası uyarınca maaş ödemelerinden davalı idarenin sorumlu olması, bu kapsamda işçi maaşlarının davalı idarece ödenmesi, davacının kesinti yapılacak bir hak edişinin bulunmaması nedeniyle dava reddedilse dahi isçi alacağı bulunup bulunmadığı, varsa ne miktar olduğu incelenip dava dosyasındaki tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
22. HD. 28.03.2019 T. E: 2017/21104, K: 6856-
22. HD. 19.02.2019 T. E: 2017/20312, K: 3656-
İşçiye ödenen kıdem tazminatının rucüen tahsili talebine-
Davacı işçi davalı Sağlık Bakanlığına bağlı Hastane nezdinde alt işverenler işçisi olarak çalışmış ve emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshederek kıdem tazminatı ile birlikte işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiş olup davalı Sağlık Bakanlığının sorumluluğu 4857 s. İş Kanunu mad. 2 gereğince asıl işveren sıfatına bağlı kanundan kaynaklanan bir sorumluluk olduğu- Asıl sorumluluk, iş sözleşmesinin tarafı ve davacı işçinin gerçek işvereni olan alt işverenlere ait olduğundan, alt işverenin sorumlu olmaması durumunda, asıl işverenin sorumluluğundan evleviyetle söz edilemeyeceği- Davacı işçinin çalışmaya başladığı 1991 yılından 1998 yılına kadar kesintisiz olarak değişen alt işverenler yanında çalışmaya devam ederek her bir yeni alt işverenin iş yeri devri esaslarına göre işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını devraldığı; bununla birlikte 19.07.1998 tarihinden 18.05.1999 tarihine kadar davacının çalışmasının bulunmadığı ve bu sürenin yaklaşık on ay olduğu gözetildiğinde, iş sözleşmesinin 19.07.1998 tarihinde feshedildiği ve 18.05.1999 tarihi itibariyle yeni bir iş sözleşmesi kurulduğu, yine alt işverenler arası iş yeri devri esaslarına göre davacının ikinci iş sözleşmesinin de 2011'e kadar devam ettiğinin kabulü gerektiği, ona aylık kesinti sebebiyle alt işverenler arasında iş yeri devri bulunmadığından, davalı alt işverenlerin 1999 tarihinden önceki dönemden sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı- Davalı Sağlık Bakanlığı, 1991 ilâ 1998 tarihleri arasında geçerli ilk iş sözleşmesinden ve 1999 ilâ 2011 arasındaki geçerli ikinci iş sözleşmesinden ayrı ayrı asıl işveren sıfatıyla sorumluysa da, kıdem tazminatı alacağı, 818 s. BK mad. 125 maddesi gereğince, fesih tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan, süresinde ileri sürülen zamanaşımı def'i iki ayrı sözleşme itibariyle değerlendirildiğinde, ilk dönem iş sözleşmesi 1998 tarihinde feshedildiğinden, dava tarihine göre fesih tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği- "Davacının davalı (kamu işvereni) Sağlık Bakanlığı nezdindeki tüm çalışma süresinin toplamı üzerinden kıdem tazminatı alacağının belirlenmesi gerektiği, davacının fasılalı olan çalışmasının birleştirilerek sonuca gidilmesi sebebiyle zamanaşımının da söz konusu olmadığı" şeklindeki görüş HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-