TÜRK TİCARET KANUNU > - Ticari İşletme > - Ticaret Unvanı ve İşletme Adı > - A) Ticaret unvanı > - III - Ticaret unvanının korunması > Madde 50 - 1. İlke
Davacı, marka hakkına tecavüzün, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, ref'i taleplerinde bulunmuş, davalı ise tescilli bir markası olduğunu, taraf markalarının aynı olmadığını, bu nedenle kullanımlarının da yasal olduğunu savunarak davanın reddini istediği uyuşmazlıkta, davacının ihlal edildiğini iddia ettiği marka hakkı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olup SMK ile getirilen özel hükümlerle haksız rekabet hukukunu da kapsayacak şekilde ve haksız rekabete göre daha üstün koruma getirerek düzenlenmiş olduğu- Davacı bu özel hükümlere de dayanmış olduğundan markanın koruma alanları ile haksız rekabetin koruma alanının kesişmiş olduğu dava konusu olayda yalnızca özel hükümlerin uygulama alanı bulacağı, özel hükmün yanında haksız rekabetin uygulanmasını gerektirir herhangi bir kanun hükmü olmadığından, özel kanunla birlikte eş zamanlı olarak haksız rekabet hükümlerinin de uygulanmasının hukuki dayanağı bulunmadığı, somut olay bakımından SMK ile haksız rekabet hükümlerinin birlikte uygulanmasını gerektiren kümülatif korumanın uygulama alanı kalmadığı gözetilerek haksız rekabetin tespiti, men'i ve ref'ine dair talepler yönünden ret kararı verilmesi gerektiği- "Kümülatif korumanın uygulanması gerektiği" şeklindeki karşı görüşün benimsenmediği-
Davacının ticaret unvanının davalıdan daha eski olması- Ticaret unvanının çekirdek unsuru- Ayırt edicilik- Ticaret unvanlarının birbiri ile karıştırılma ihtimali- Basiretli tacirden beklenen özenli davranış şekli- İbarenin, davalının ticaret unvanından terkinini talebi- Markaya tecavüz ve haksız rekabet davasının ve tazminat koşullarının ispatı- Vekalet ücreti- 4 yıl sessiz kalmanın suretiyle dava açma hakkının yitirilmesi için yeterli olmadığı-
Davacı tarafından talep edilen davanın konusunun İİK.72. maddesinde belirtilen 'çek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti' istemine ilişkin olup, dava dilekçesinde vakıaların açıklanmasının davacıya, hukuki nitelendirmenin de hakime ait olması nedeniyle mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların ticaret unvanlarına ayırt edicilik sağlaması gereken ticaret unvanının “ek” kısmının “kervan” ibaresinden oluştuğu, bu durumda tarafların ticaret unvanlarına bir bütün hâlinde bakıldığında “kervan” ibaresi ticaret unvanının “ek” kısmı olmasına rağmen ticaret unvanlarının asli unsuru hâline geldiğinin anlaşıldığı, ancak unvanların çekirdek kısmından da anlaşılacağı üzere tarafların ticari işletmelerinin faaliyet alanları farklı olup, davacının ev tekstili sektöründe davalının ise kuruyemiş sektöründe faaliyet gösterdiği, davacının ticaret unvanının dava tarihi itibariyle tanınmış olduğu da ispat edilemediğinden ve tarafların ticari işletmelerinin faaliyet konuları tamamen birbirinden farklı olduğundan her iki sektörün tüketicileri nezdinde bu iki ticaret unvanının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve dolayısıyla ticaret unvanının terkini şartlarının oluşmadığının kabulü gerektiği-
Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, alan adına erişimin engellenmesi ve iptali, işletme adının iptali ve sicilden terkini ile manevi tazminat istemi-
6762 s. TTK. mad. 52 uyarınca usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını kullanma hakkı, münhasıran sahibine ait olup, tescilli bir ticaret unvanının terkin edilinceye kadar kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil etmeyeceği-Davalı, ticaret unvanını tescilli olduğu şekilde kullanmış olup, bu durum marka hakkına tecavüz teşkil etmediğinden, bu çerçevede davacı markasına davalının ticaret unvanının tecavüz ettiğinin tespiti ve buna dayalı maddi-manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiği-
Davacılardan kooperatifin ticaret ünvanına vaki tecavüzün önlenmesi, tecavüz oluşturan ve davacı köyün de adını oluşturan "örencik" ibaresinin davalının ticaret ünvanından terkini ve haksız rekabetin önlenmesi istemine ilişkin davada, her iki kooperatifin kuruluş aşamalarının ne şekilde geliştiği, ortaklarının kimlerden oluştuğu, davalı kooperatifte halâ dava dışı 3. bir köyden ortak bulunup bulunmadığı faaliyet alanlarının aynı olup olmadığı, aynı ise davacı koopertifin kurulmasını gerektiren zorunlu bir nedenin bulunup bulunmadığı, davacı köyün, davalı kooperatifin kuruluş aşamasında veya daha sonra adının kullanılması ile ilgili bir itirazının olup olmadığının TMK. mad. 2 ve TTK. mad. 52 çerçevesinde incelenmesi gerektiği-