Taraflar arasında kurulan adi ortaklığın, ortaklık amacının gerçekleşmesiyle birlikte kendiliğinden sona ererek tasfiye aşamasına girdiği, ortaklık faaliyeti kapsamında idareci ortak olan davalılar tarafından usulüne uygun hesap defter ve kayıtların tutulmadığı, ancak bu hususun ihaleye konu işin yapılmadığı anlamına gelmeyeceği, kaldı ki ihaleye konu işin tamamlanarak hakediş bedelinin dava dışı ilgili bakanlık tarafından ödendiği, ihaleye konu işin gerçekleştirilmesi amacıyla masraf yapıldığının şüphesiz kesin olduğu, bu durumda yapılan masrafların ispatı bakımından yazılı delil sunulmasa bile, bilirkişi marifetiyle yapılan masrafların tespit edilebileceği dikkate alınarak, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden, taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi, ortaklık konusu ihaleye dair "Orman Genel Müdürlüğünce Orman Yangınlarını Söndürme Hizmetlerinde Kullanılmak Üzere Kiralana-cak 16 Adet Helikopter İhalesi Teknik Şartnamesi", ihaleye konu işin gerçekleştirilmesi amacıyla üçüncü kişi, kurum ve firmalarla yapılan ilgili sözleşmeler ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak, özellikle belgelendirilemeyen masraflar yönünden ise, işin mahiyeti gereği yapılması beklenilen giderlerin piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi suretiyle, dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde rapor alınıp, adi ortaklığın tasfiyesi kapsamında, hasıl olacak sonuca göre asıl ve birleşen davalar hakkında bir karar verilmesi gerektiği .
Taraflar arasında şifahen kurulan bir adi ortaklık ilişkisi olduğu ancak çıkan anlaşmazlık nedeniyle bu ortaklık ilişkisinin sona erdiği ve davacının davadaki talebinin taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesi istemine ilişkin olduğu gözetilerek taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesinin mahkemece yapılması gerektiği- Yönetici ortak olduğu anlaşılan davalıdan mahkemece hesap istenmesi, ortaklığın malvarlığını açık ve net bir şekilde belirlenmesi, bundan sonra TBK hükümleri uyarınca belirtilen yöntem ve sıra izlenmek suretiyle taraflardan tasfiye konusunda anlaşıp anlaşamadıkları sorulması, tasfiyede anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmesi, anlaşamadıkları takdirde ise tayin edilecek tasfiye görevlisi aracılığı ile ortaklığa ait malların tespit edilmesi, bu hususta taraflardan delil ve karşı delilleri de alınarak değerlendirme yapılması, ardından ortaklığa ait malların satılması öncelikle varsa ortaklığın borçlarının ödenmesi, bilahare ortaklardan her birinin ortaklık için yaptıkları masraflar hesaplanarak ortaklıktan olan alacakları düşüldükten sonra geriye bir şey kalır ise bu meblağın, var ise zararın paylaştırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davacı ile davalı arasında yönetim ve gelir paylaşımı konusunda ciddi sorunlar bulunduğundan işbirliği, birlikte çaba, karşılıklı güven ilişkisinin ortadan kalktığının kabulü gerektiği- Adi ortaklık sözleşmesinde, sözleşmenin süresiz olduğu belirtildiğinden, artık tarafların taleplerinin, 'adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesih talebi' olarak değerlendirilmesi olarak gerektiği- Tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi usulü-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapımı davalı tarafından üstlenilen binanın inşa edilmesi için kurulan adi ortaklığın, amacın gerçekleşmesiyle (binanın tamamlanmasıyla) sona ermesi üzerine tasfiyesi istemi- Davalı ortağın, yüklenici sıfatıyla dava dışı arsa sahibi ile noterce düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesini imzaladığı, sonra yine aynı şekilde tadil edildiği, davalı ortağın dava dışı arsa sahibine karşı yapımını yüklendiği binaların inşaat maliyetinin karşılanması, karşılığında ise sözleşme uyarınca edineceği bağımsız bölümlerin kararlaştırılan paylar hususunda paylaşımı hususlarında davacı ve dahili davalı ile anlaşarak adi ortaklık sözleşmesini imzaladığı, bu sözleşme ile kurulan ortaklığı yönetme (ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan işlemleri yapma) yetkisinin davalı ortağa verildiği, sonrasında ortaklığa ilişkin tüm işlemlerin davalı ortak tarafından yerine getirildiği, ortaklığın amacını teşkil eden binanın tamamlanarak yapı kullanma izninin alındığı, davalı ortağın kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca edindiği 12 adet bağımsız bölümden, (% 25 oranında pay sahibi olması nedeniyle) 3 adedini dahili davalının gösterdiği kişilere, (gerek kendisinin gerekse davacının payına düşen) diğer bağımsız bölümleri ise üçüncü kişilere satış suretiyle devretmiş olduğu uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki adi ortaklıkta; ortakların dışa karşı bir ortaklık ilişkisinin tarafı sıfatıyla ortaya çıkmadıkları, ortaklığa konu inşaat ile ilgili olarak imzalanmış olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, yüklenici (ve sonradan kurulan ortaklığın yöneticisi) sıfatıyla davalı ortak tarafından kendi adına ve iç ilişkide tüm ortaklar hesabına sonuç doğuracak biçimde gerçekleştirildiği, dolayısıyla adi ortaklığın, davacı ve dahili davalının gizli ortak, davalının ise aktif ortak olarak yer aldığı bir gizli adi ortaklık şeklinde kurulmuş olduğu- Gizli adi ortaklık kurulmuş olması nedeniyle ortakların elbirliğiyle hak sahibi oldukları bir ortaklık mal varlığının olmadığı, yönetici (ve aktif) ortak olan davalının; dava dışı arsa sahibi ile imzaladığı kat karşılığı inşaat sözleşmesini ifa etmesi nedeniyle elde ettiği (gerek davacının payına gerekse kendi payına düşen) bağımsız bölümleri sattığı, bu suretle elde ettiği bedelleri de mal varlığına aktardığı, eş söyleyişle davanın açıldığı tarih itibariyle davacının payına düşen bağımsız bölümlerin satılmış olması nedeniyle elde edilen gelirin yönetici ortak olan davalının mal varlığına dahil edildiği, dolayısıyla gizli ortak olan davacının hesap görülmesi ve payına düşen kazanç tutarının ödenmesi konusundaki kişisel hakkına dayanarak açtığı davada, sorumluluğun yönetici ortak olan davalıya ait olduğu- Salt ortaklığın tasfiyesinin yapılması için davaya dahil edilen (ve davacı tarafça verilen dahili dava dilekçesinde de kendisinden herhangi bir talepte bulunulmayan) diğer gizli ortak olan yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dahili davalının, davacının talep ettiği kazanç tutarından, yönetici (ve aktif) ortak olan davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
Adi ortaklığın tasfiyesinin yönetici olmayan ortakların da katılımıyla bütün ortakların elbirliğiyle yapılacağı- Ortakların, tasfiye işlerinin yürütülmesi için tasfiye görevlisini atayabileceği-
Adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece TBK. 642 vd.nda belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, sadece ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tasfiye memuru tayinine karar verilmesi, ayrıca tasfiye biçiminin açıklanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
3. HD. 05.11.2018 T. E: 2017/965, K: 10984-
3. HD. 25.10.2018 T. E: 2295, K: 10609-
3. HD. 24.10.2018 T. E: 2016/22761, K: 10477-
Taraflara ait tarlalarda ihracatlık kabak ve kavunun davacı tarafından tarimsal üretimin yapılması ve davalı tarafından yurtdışında bu ürünlerin satılması konusunda kurulduğu ileri sürülen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemi-