UyuşmazlıkDirenme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasında imzalanan “Hukuk Müşaviri Belirli Süreli İş Sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin süresinden önce davalı işverence haksız feshedildiği ileri sürülerek cezai şart alacağının tahsilinin talep edildiği somut olayda, aynı sözleşmenin işverence haksız feshedildiği iddiasıyla ihbar tazminatının tahsili istemi ile açılan başka bir davada taraflar arasındaki sözleşmenin belirsiz süreli olduğu tespit edilerek davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiği dikkate alındığında, sözleşmenin 4. maddesinde düzenlenen hükmün cezai şart niteliğinde mi yoksa bakiye süre ücretinden kaynaklı tazminat niteliğinde mi olduğu, buradan varılacak sonuca göre eldeki davada 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 438. maddesinin uygulanamayacağı da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır...
Belirli süreli iş sözleşmesi olarak düzenlenen iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinde düzenlenen objektif koşulları taşımadığı gerekçesiyle belirli süreli iş sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği yönündeki bir savunmanın işverence ileri sürülmesinin TMK'nun 2 nci maddesi uyarınca bir hakkın açıkça kötüye kullanımı olduğu - Bu sebeple belirli süreli bir iş sözleşmesinin, şartları taşımadığı gerekçesiyle belirsiz süreli olduğuna yönelik işveren savunmasına değer verilemeyeceği - Ayrıca sözleşmenin belirsiz süreli olduğu işveren tarafından ileri sürülemeyeceği gibi işçinin belirli süreli iş sözleşmesine güvenerek açmış olduğu davada mahkemenin de resen objektif sebep denetimi yapamayacağı-
Taraflara sözleşme süresi boyunca süreli fesih imkânı veren düzenleme nedeniyle sözleşmenin belirli süreli olarak nitelendirilemeyeceği- İş sözleşmelerinin süresi, projenin bitimi ile ilişkilendirilmiş ise de taraflara sözleşme süresi boyunca süreli fesih yoluyla iş sözleşmesini sona erdirme hakkı tanınmış olup ortada şeklen belirli süreli bir iş sözleşmesi bulunmadığı-
Haklı ve geçerli sebep olmadan iş sözleşmesinin tarihinde feshi iddiası- Kıdem ve ihbar tazminatı istemi-
Somut uyuşmazlıkta 6098 sayılı Kanun'un 179 uncu maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen ifaya eklenen cezai şartın söz konusu olmadığı, aksi sözleşmede kararlaştırılmamış olmakla davacı işçi açısından 6098 sayılı Kanun’un 179 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince cezai şart ya da sözleşmenin süresinden önce feshinden kaynaklı tazminat (bakiye süre ücreti) talebi hususunda seçimlik hak doğduğu, bu durumda işçiye seçimlik hakkını kullanmak üzere süre tanınması ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşullar mevcut olmasa da taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış olup işveren tarafından süresinden önce haklı neden olmaksızın feshe bağlı olarak bakiye süre ücreti alacağına hak kazandığı kabul edilmesi gerektiği- Ayrıca TBK’nun 438. maddesinin 2. fıkrası uyarınca işçinin iş sözleşmesinin sona ermesi yüzünden tasarruf ettiği miktar ile başka bir işten elde ettiği veya bilerek elde etmekten kaçındığı gelir olup olmadığı araştırılmak suretiyle indirim yapılması gerektiği hususu göz önünde bulundurulması gerektiği ve ödenen ihbar tazminatı da mahsup edilerek bakiye süre ücreti yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşullar mevcut olmasa da, taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış olup davacı işçi sözleşmenin belirli süreli olduğuna güven duymak suretiyle bakiye süreye ait ücretlerini talep ettiğinden, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun işverence ileri sürülmesinin işçiyi koruma amacına aykırı olduğu gibi, hakkın kötüye kullanılması olarak da değerlendirilmesi gerektiği-
Belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasını gerektiren objektif koşullar mevcut olmasa da, taraflar arasında belirli süreli iş sözleşmesi yapılmış olup, davacı işçi sözleşmenin belirli süreli olduğuna güven duymak suretiyle bakiye süreye ait ücretlerini talep ettiği- İş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunun işverence ileri sürülmesinin, normun işçiyi koruma amacına aykırı olduğu gibi hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi gerekeceği- Taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinin davacı iddiası ve talebi doğrultusunda belirli süreli iş sözleşmesi gibi değerlendirilmesiyle, işveren tarafından süresinden önce haklı neden olmaksızın feshine bağlı olarak bakiye süre ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiği-
Özel öğretim kurumlarda çalışan öğretmenler belirli süreli iş sözleşmeleriyle çalıştığı ve sözleşmenin yenilenmesinin sözleşmeyi belirsiz hale getirmeyeceği- Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler için ihbar tazminatından söz edilemeyeceği-
İşverenin işçiye gerek işçinin yaptığı iş, uzmanlığı, öğrenimi, kıdemi gibi objektif nedenlere; gerek çalışkanlık, yetenek, liyakat gibi sübjektif nedenlere dayanarak farklı çalışma koşulları yaratabileceği; davacının sürekli işçi kadrosuna alınması suretiyle, tüm yıl benzer işlerde çalıştırılıyor olması daha önceki çalışmalarının niteliğini değiştirmezse de, bu çalışmanın hukuken yok sayılmasının eşitlik ilkesine aykırılık sonucunu doğuracağı, kaldı ki; kadroya alınmadan önceki çalışma ile kadroya alınmadan sonraki çalışma arasında niteliksel bir fark yaratılması ya da kadroya alınmadan evvelki çalışma yok sayılarak davacı hakkında yeni işe girmiş gibi işlem yapılmasının kanuni bir dayanağının da bulunmadığı, öte yandan; ekonomik yönden işverene bağımlı olarak çalışan işçinin çalıştığı süre içinde dava açmamış olması olgusunun işçi aleyhine değerlendirilmesinin de mümkün olmadığı-