İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asile tebliğ edilmesi gerektiği-
Mirasın gerçek reddine ilişkin talebin özel yetki içeren vekaletname ile yapılması gerekmekte ise de özel yetkiyi içeren vekaletnamenin sonradan tamamlanması mümkün olduğu gibi davacının bizzat kendisinin vekilin yaptığı işleme icazetinin de sonradan alınmasının mümkün olduğu, vekaletnamede bulunan eksikliğin tamamlanabilir nitelikte olduğu, mahkemece davacı vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi, sunduğu takdirde davaya devam edilmesi, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İşçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıklardan doğan menfi tespit davalarında arabulucuya gidilmesi şartının olmadığı-
Mahkemece yapılan incelemelerde murisin borçlarının ve terekesinin aktifinin miktarının ölüm tarihi esas alınarak belirlenmediğinin, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulduğunun görüldüğü, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacılar vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından davacılar vekiline özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksikliğin tamamlattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesinin yerinde olmadığı-
Avukatın vekâleten takip etmekte olduğu bir davada; taraflara oranla üçüncü kişi konumunda olduğundan görevi nedeniyle öğrendiği hususlar dışında, tanıklık etmek zorunda olup, tanık olarak dinlenilmesinde de yasal engel bulunmadığı, diğer tanıklar gibi HMK 240 vd gereğince dinlenilmesi gerektiği, aksi durumda; hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlal edilip, savunma hakkı kısıtlanacağından davacı tanığı dinlenilip tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği- "Avukatlık görevini bıraktıktan sonra tanık olarak dinlenilmesi gerektiği, aynı davada vekillik ve tanıklık görevlerinin bağdaşmayacağı, hukuk davalarında vekillerin yargılamanın tüm safhalarında aktif olarak taraf adına gerek usuli gerekse esasa ilişkin bütün işlemleri yürüttükleri, davada taraf olmayan kişilerin tanık olarak gösterilmesi gerektiği, diğer tanıkların dinlenilmesi aşamasında vekillerin hazır bulundukları da düşünüldüğünde tarafın aynı zamanda vekili olan tanığın dinlenilmesinin hak kaybına da neden olacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
Bir avukatın vekil sıfatıyla takip ettiği davada taraf tanığı olarak dinlenilmesinin mümkün olduğu-
Dava konusu senedin düzenleme sebebi bölümünde ''malen'' ibaresi bulunduğu; her iki taraf da senedin malen düzenlenmediğini iddia edip savunduğu için somut olayda çift taraflı tâlil söz konusu olup ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği-
Vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunlu olduğu- İcra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için, cezaların şahsiliği kuralı gereğince, icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmesi gerektiği- İcra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gerektiği, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
  • kayıt gösteriliyor