Davacı tarafça tapuda gösterilen satış bedellerine itiraz edildiği dikkate alınıp, taşınmazların satış tarihi olan 07/03/2018 tarihindeki rayiç değerlerinin belirlenmesi suretiyle, davacının davalıdan bakiye tasfiye payı alacağının bulunup bulunmadığının tespiti noktasında, davacının itirazlarını karşılar biçimde, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden Yargıtay ve taraf denetimine elverişli yeniden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru görülmediği-
Taraflar arasında kurulan adi ortaklığın, ortaklık amacının gerçekleşmesiyle birlikte kendiliğinden sona ererek tasfiye aşamasına girdiği, ortaklık faaliyeti kapsamında idareci ortak olan davalılar tarafından usulüne uygun hesap defter ve kayıtların tutulmadığı, ancak bu hususun ihaleye konu işin yapılmadığı anlamına gelmeyeceği, kaldı ki ihaleye konu işin tamamlanarak hakediş bedelinin dava dışı ilgili bakanlık tarafından ödendiği, ihaleye konu işin gerçekleştirilmesi amacıyla masraf yapıldığının şüphesiz kesin olduğu, bu durumda yapılan masrafların ispatı bakımından yazılı delil sunulmasa bile, bilirkişi marifetiyle yapılan masrafların tespit edilebileceği dikkate alınarak, önceki bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden, taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi, ortaklık konusu ihaleye dair "Orman Genel Müdürlüğünce Orman Yangınlarını Söndürme Hizmetlerinde Kullanılmak Üzere Kiralana-cak 16 Adet Helikopter İhalesi Teknik Şartnamesi", ihaleye konu işin gerçekleştirilmesi amacıyla üçüncü kişi, kurum ve firmalarla yapılan ilgili sözleşmeler ve belgeler üzerinde inceleme yapılarak, özellikle belgelendirilemeyen masraflar yönünden ise, işin mahiyeti gereği yapılması beklenilen giderlerin piyasa rayiçlerine göre belirlenmesi suretiyle, dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde rapor alınıp, adi ortaklığın tasfiyesi kapsamında, hasıl olacak sonuca göre asıl ve birleşen davalar hakkında bir karar verilmesi gerektiği .
3. HD. 05.10.2021 T. E: 2020/11499, K: 9547-
3. HD. 05.10.2021 T. E: 2020/12242, K: 9548-
Adi ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu, tarafların sona eren ortaklığın tasfiyesi hususunda anlaşamadıkları gözetilerek, ortaklığın sona ermesinin yasal sonucu olan tasfiyenin de mahkemece TBK. 642 vd.nda belirtilen sıra ve yöntem izlenerek bizzat yaptırılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, sadece ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tasfiye memuru tayinine karar verilmesi, ayrıca tasfiye biçiminin açıklanmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Adi ortaklıklar karşılıklı borçları kapsayan bir sözleşme olmayıp, herkesin belli bir amaca ermek için birtakım borçlar altına girdiği ve fakat bu borçların birbirinin karşılığı olarak değerlendirilemeyeceği sözleşmeler olduğundan ortaklıkta bir tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmekten kaçınmasının diğer tarafa yalnızca ortaklığın feshini isteme yetkisi vereceği- Adi ortaklık sözleşmesinde, ortaklığa konu işletmedeki tesislerin yapım giderlerinin davacı tarafça karşılanacağı hüküm altına alınmış ve bilirkişi raporları ile adi ortaklığa ait işletmeden elde edilen gelirin bir bölümünün tesislerin yapımında kullanıldığı belirlenmiş olduğundan mahkemece, davacı tarafın sabit tesis bedeline yönelik isteminin belirlenmesinde bu hususun dikkate alınması gerektiği-
Adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemli davada, mahkemenin ilk olarak ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemesi; bu konuda anlaşamamaları halinde tasfiye işlemini gerçekleştirecek, ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir kişiyi tasfiye memuru olarak resen ataması gerektiği-
Kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerektiği- İhtilaf çıktığında adi ortaklık sözleşmesinin varlığını ispat yükünün, adi ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşeceği- Adi ortaklıkta yazılı sözleşmenin, geçerlilik koşulu değil, bir ispat aracı olduğu- Davacı besi çiftliğinin de ortaklığa dahil olduğunu usulüne uygun yasal delillerle kanıtlayamadığından ve uyuşmazlığın miktarı itibari ile, davalı tarafın açık muvaffakatı bulunmaması nedeni ile tanık dinlenilmesi de mümkün olmadığından dinlenilen bu tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağı; davacının besi çiftliğinin de adi ortaklığa dahil olduğu iddiasını (HMK 200) yazılı delille ispat edemediği kabul edilerek, davacıya, iddiasını ispat zımnında, davalıya yemin teklif etme hakkının kullandırılması gerektiği- Adi ortaklık tasfiye usulü- Taraflar arasında kasap dükkanı işletmesinde geçerli bir adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu, davalının yönetici ortak olduğu, adi ortaklığın belli bir süre devam ettiği anlaşılmakta olup öncelikle yönetici ortak olan davalıdan, kasap dükkanına ilişkin ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren tüm muhasebesi ile ilgili defterler ve ortaklıkla ilgili tüm belge ve faturaların ibrazı ile ortaklıkla ilgili hesap listesinin istenilmesi, ortakların gerek tasfiye şekli gerekse hesap listesi üzerinde uyuştukları ve uyuşamadıkları noktaların saptanması, uyuşamadıkları noktalarda tarafların delil ve karşı delillerinin sorulup toplanması, yönetici ortağın hesap listesi vermemesi durumunda hesap vermekten kaçındığının kabul edilmesi, taraf iddia ve delilleri değerlendirilerek, işletmeye ait bilançolar ve işletmenin kapasitesi dikkate alınarak, adi ortaklığın sonlandığı tarihi itibariyle malvarlığının tesbit edilmesi, adi ortaklığa ait olduğu halde dava tarihinden önce satılan taşınmazların ve taşınırların satış bedellerinin de adi ortaklığın malvarlığı içinde olduğu hususu gözetilmesi gerektiği- Davacının besi çiftliğine ilişkin adi ortaklığı ispat etmesi durumunda, kasap dükkanı işletmesine ilişkin tasfiye şeklinin besi çiftliğine ilişkin tasfiyede de aynı ilkeler uygulanarak çözümlenmesi gerektiği- Tarafların kiracı oldukları işletme için peştamaliye (devir bedeli) belirlenmesi ve bu bedel için davacı yararına hüküm tesis edilmiş ise de, mülga 6570 s. K. mad. 16 uyarınca yasaklanan bu bedele hükmedilmesinin hatalı olduğu- Davacı talebini ıslah dilekçesi ile yükseltiği bedel aşılarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
3. HD. 24.04.2017 T. E: 2015/18212, K: 5785-
3. HD. 12.04.2017 T. E: 2016/15779, K: 5091-