Ortak çocuğun velayetinin anneye bırakıldığı, tarafların bedeli davacı tarafından ödenerek alınmış dubleks meskenin mülkiyetinin 18 yaşını doldurması üzerine ortak çocuğa devredilmek üzere velayetin üzerinde olması nedeniyle davalı anne adına tescil edileceğini kabul ve beyan ettiklerinin hüküm altına alındığı, davalı anne üzerine kayıtlı olan bu taşınmazın davalı tarafından dava dışı şahsa satıldığı, davalının bu satıştan 4 gün sonra taşınmazın çıplak mülkiyetini ortak çocuk adına, süresiz intifa hakkını kendi adına satın aldığı anlaşılarak, davalı anne boşanma dosyasına verdiği dilekçede de bu taşınmazın satımından sonra ortak çocuk adına başka bir taşınmaz alındığını, aynı bedelle bu taşınmazı kiraya verdiğini, ayrıca 80.000 TL paranın da uhdesinde kaldığını, bu para ile de ortak çocuk adına bir daire daha satın alacağını beyan ettiğinden, velayet sahibi annenin satış bedelinden arta kalan 80.000 TL‘nin kendi uhdesinde bulunduğunu bildirmiş olduğu göz önüne alınarak, satış bedelinin velayet hakkını kullanan anne tarafından nasıl değerlendirildiği, ortak çocuk yararına kullanılıp kullanılmadığı, gerekirse bu konularda ne gibi önlem/önlemlerin alınabileceğinin araştırılıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Babasından çocuğa miras kalan taşınmazdaki bağımsız bölüm satılmış olduğuna göre bu taşınmazın satışının gerekli olup olmadığının, satış bedelinin velayet hakkını kullanan anne tarafından nasıl değerlendirildiği, çocuk yararına kullanılıp kullanılmadığının araştırılıp, satış bedelinin mevcut olması lahinde güvence altına alınması, aksi halde, velayet hakkını kullanan annenin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerininin uygulanmasına Dair Tüzüğün 4. maddesinde açıklandığı üzere çocuk malları hakkında gerekli özeni gösterip göstermediği tespit edilerek, "çocuk mallarının korunmasında gerekli özenin gösterilmediğinin belirlenmesi halinde, taşınmazın bedelinin tahsili ile tüm mal varlığının korunması amacıyla gerekli olduğu takdirde çocuk mallarınının ve gelirlerinin kayyıma devri (TMK. m. 361) dahil kanunda öngörülen tedbirlerin alınması" gerektiği- Çocuğun velisi olan annesi tarafından idare edilen kira getirisi olan taşınmazlar bulunduğu, bu taşınmazların iki tanesinin kira gelirlerinin banka havalesi ile anne tarafından alındığı kayden sabit olup bir tanesinin de ödemelerinin elden yapıldığının iddia edildiği, mahkemece yapılacak araştırma ile taşınmazların rayiç kira bedellerinin tespit edilerek bu miktar üzerinden taşınmazların kiraya verilip verilmediğinin öncelikle belirlenmesi,rayiçten düşük bedeller söz konusu ise rayiç bedel üzerinden kiraya verilmesinin sağlanması ve kira gelirlerinin mahkeme nezaretinde olacak şekilde çocuk adına bir hesaba yatırılması için gerekli işlemlerin yapılması gerektiği; bu hususta velayet sahibi anne ile kiracıların beyanı ile yetinilemeyeceği-
Davacı annenin velayet hakkını kötüye kullanması sözkonusu olmadığı gibi, mahkemece çocukların malvarlığına konulan tedbirler davacı annenin velayet hakkını kullanmayı engeller nitelikte olduğu, mahkemece bu hususlar nazara alınmadan velayeti davacı annede olan çocukların malvarlıkları üzerine tedbir konulması doğru olmayıp bozmayı gerektirdiği -
Bir adet taşınmaz ortaklığının giderilmesi istemi-
Hacir sebebiyle, evladın velayet altına konulması halinde, velinin çocuğun malından istifade edemeyeceği–
Çocuğun kişisel gelirinin, masraflarını karşılaması halinde, çocuğu yanında bulunduran tarafın, karşı taraftan iştirak nafakası istemeyeceği–
  • kayıt gösteriliyor