Davalıların köyden uzak durmalarının sebebinin murislerinin öldürülmesinin doğurduğu sonuçlardan olması, husumetten kaynaklanması karşısında Mahkemece davacının zilyetliğinin malik sıfatı ile olduğunun kabulünün doğru olmadığı, malik sıfatı ile zilyetliğin olmadığı durumda TMK’nun 713/2.maddesinde yazılı kazanma koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken 1986 yılında başlayan zilyetliğin malik sıfatı ile olduğu kabul edilerek yazılı şekilde kabule karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Tenkis ve muvazaa isteklerinin ayrı davalarda ileri sürülmesi olanağı bulunduğu gibi, aynı dava içerisinde talep konusu yapılabileceği; bu durumda öncelikle muris muvazaası hukuksal nedeninin inceleme konusu yapılması daha sonra diğer isteklerin sorulması gerekeceği; tenkis davalarında öncelikle terekenin (temlik içi-temlik dışı) mahkemece re’sen araştırılıp murisin ölüm tarihi itibarıyla değerinin tespiti ile sabit tenkis oranın hesaplanıp ihlal edilen mahfuz hissenin belirlenmesi gerekeceği, tasarrufa konu taşınmazlar ayrı ayrı sabit tenkis oranına bölünebiliyor ise bu kısımların bağımsız bölümler halinde taraflar adına tesciline, sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değeri belirlenip bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpılmasından bulunacak nakdin ödetilmesine karar verilmesi gerekeceği-