Davacının, ölen kişiyle 1946 yılından beri nikahsız olarak fiilen beraber yaşamış olmasının, bu fiili beraberliğin "evlilik" olarak kabulünü ve tescilini gerektirmeyeceği; evliliğin ancak, evlendirme memuru önünde evleneceklerden her birinin, bu amaca uygun iradelerini sözlü olarak açıklamalarıyla oluşacağı- Kanunun, herhangi bir hukuki sonuç bağlamadığı ve hukuken geçerli saymadığı bir hususla ilgili tespit kararı verilemeyeceği ve maddi vakaların tespit davasına konu olamayacağı-
Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı ile Emekli Sandığı iştirakçisi iken 15.08.1998 tarihinde bir başkasıyla "evli ...
İlgili bağlantılar