Kurum tarafından “sigortalı olma” ifadesi dar yorumlanarak hak sahiplerinin askerlik borçlanma talebinin kabulü için müteveffanın ölümü tarihinde Bağ-Kur sigortalılığının bulunması gerektiğinin kabul edildiği- Yargıtay içtihatlarında ise, daha geniş yorum yapılarak müteveffanın ölüm tarihinde Bağ-Kur tescilinin bulunmasının yeterli görüldüğü, bu hâliyle açık olmayan bir kanun maddesinin Kurum tarafından farklı yorumlanması nedeniyle Kurum işleminin hukuka aykırı olduğundan ve Kurumun kusurlu olduğunun kabul edilemeyeceği- Davacı, askerlik borçlanması talebinin Kurum tarafından reddedilmesi üzerine borçlanma hakkının bulunduğunun tespitine yönelik açtığı davada askerlik borçlanma bedelinin mahkemece hesaplattırılarak tedbiren ödenmesine karar verilmesini talep etmemiş, sadece tespit davası açmakla yetinmiş olduğundan, açılan ilk davada tedbiren askerlik borçlanması işlemlerinin tamamlattırılmasının talep edilmiş olması hâlinde davacının zararından bahsetmenin de mümkün olmayacağı- Davacı tarafından ölüm aylığının ilk yapılan askerlik borçlanması talep tarihinden itibaren bağlanması gerektiği ileri sürülerek açılan diğer davada mahkemece redde dair verilen kararın gerekçesinde kullanılan “Kurumun daha önce askerlik borçlanma ve aylık tahsis talebini reddetmesi nedeniyle aylık bağlanma tarihine kadar geçen dönem için kurumun hatasının olması hâlinde bilirkişi raporunda da gösterilen emsal kararda belirtildiği gibi tazminat istemli dava açılabileceği” şeklindeki ifadenin de bir kesinlik arz etmediği, Kurumun hatasının olması hâlinde dava açılabileceğinin belirtildiği, bu nedenle kararın Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmesinin davacıya tazminat hakkı vermeyeceği- Murisin yapmış olduğu askerlik hizmetinin, davacı tarafından borçlanılması için yargı kararına ihtiyaç bulunulmadığı- "Kurumun yasal mevzuatın verdiği bağlı yetkiyi kullanmadığı, yükümlülüğünü yerine getirmediği, davacının öncelikle tespit davası açmasına neden olduğu, bu durumun davacının aylıkların reddedildiği tarihe götürülmesi talebi ile açtığı davada da açık bir biçimde saptandığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Kayseri 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.09.2012 tarihli ve 2011/285 E., 2012/467 K. sayılı karar davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından tem ...