Davalı borçlu A. Aydın'ın kız kardeşi olan N.'la evli olup borçlunun eniştesi olduğu, dava konusu taşınmazın her ne kadar tapuda 35.000,00 TL bedelden satıldığı belirtilmiş ise de; davalı T.Öner'in bankadan konut kredisi çektiği, çekilen bedelin 95.250,00 TL olduğu ve davalı borçlu A. Aydın'ın hesabına yatırıldığı, taşınmaz üzerinde bankanın ipoteği olduğu, davalı A. Aydın; eniştesi olan davacıdan borç aldığını, aldığı borca karşılık davacıya 2 adet senet verdiğini, davalı T. Öner'in iş ortağı olduğunu, davaya konu taşınmazı borçlarını ödemek üzere bankadan kredi çekmek için ortağı olduğunu iddia ettiği T. Öner'e satış gösterdiğini, çekilen kredinin taksitlerini T. Öner'e verdiğini ve onun bankaya yatırdığını, bir kısım taksitleri kendisinin yatırdığını, T. Öner'e ortaklığı bitirmek ve taşınmazı kendisine devretmesini istediğini, ancak T. Öner'in devre yanaşmadığını beyan etmesine ve son celseye kadar taşınmazı davacıdan mal kaçırmak için devretmediğini belirtmesine rağmen, son celse davayı kabul ettiğine dair beyanı, senetlerin her zaman düzenlenebileceği göz önüne alındığında, davacının gerçek bir alacağı olmadığı gerekçesiyle verilen "davanın reddine" ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-

I. DAVA   Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan A. Aydın'dan 45.000,00'er TL tutarlı 90.000,00 TL senede dayalı alacağının olduğunu, ödenmemesi nedeniyle İstanbul 31. İcra Müdürlüğü'nün 2016/2934 sayılı dosyası ile takipte ...