Bölge adliye mahkemesince erkeğe yüklenen hakaret ve aşağılamaya yönelik davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmının Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, zamanı belli olmayan, soyut ve genel nitelikte olduğu, bir kısım tanıkların anlatımlarının ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak ve davacıdan duyuma dayalı izahlardan ibaret olduğu, bunun yanında tarafların 2012 yılından beri ayrı yaşadıkları ve ayrı yaşama döneminde 2016 tarihinde aynı otelde kaldıkları, bu hale göre de var ise karşılıklı birbirlerine yönelik önceki kusurları affettikleri, en azından hoşgörü ile karşıladıkları, bu tarihten sonra gerçekleşen başkaca bir kusurun varlığının da ispat edilemediği anlaşıldığından, erkeğe atfı kabil herhangi bir kusur ispatlanamamış olup kadının boşanma davasının reddi gerekeceği-
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadın ta ...