Noterlikçe belgelendirilen işlemlerin resmi işlem sayılacağı ve sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olacağı, böyle bir belge içeriğinin sahteliği iddiası belgenin diğer tarafına olduğu kadar belgeyi düzenleyen notere karşı da ileri sürülmüş bir iddia olup, sabit görülmesi halinde noterin Noterlik Kanunu'nun 162. maddesi uyarınca hukuki sorumluluğuna da yol açabileceği gibi noterin savunmasının bu davanın sonucunu da etkileyebileceği, şu halde, belgenin sahteliği iddiasının bu belgeyi düzenleyen noterin taraf olmadığı bir davada incelenip hükme bağlanmasının usul hukuku ilkelerine uygun düşmediği, 6100 sayılı HMK'nın 208/4. maddesi gereğince resmi bir senetteki yazı veya imzayı inkar eden tarafın bu iddiasının, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabileceği, bu durumda, mahkemece ilgili hisse senet asıllarının getirtilmesi ve ilgili noter hakkında, bu davayla birleştirme istemli olarak ayrı bir dava açmak üzere davacıya mehil verilmesi ve dava açıldığı takdirde bu dava ile birleştirilerek ilgili hisse senetlerinin sahih olup olmadığı dosya içeriğindeki tüm deliller ile beraber incelenerek ve mülkiyet hakkının da yitirilemeyeceği gözönüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/06/2016 tarih ve s2014/1144-2016/513 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği an ...