Davacı şirket yetkilisi ile davalı gerçek kişi arasında önceye dayalı ilişki bulunduğu gözetildiğinde, sonraki tarihli markayı rızası ile devrettikten sonra önceki tarihli ve aynı esas unsurlu markaların da tescil ve kullanımına rıza gösterildiğinin kabulünün gerekeceği, aradan geçen bunca zamandan sonra markaların hükümsüzlüğünün istenmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olacağı, dava konusu tüm markalar yönünden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı, davalının kullanımlarının geçerli marka tescillerine dayalı olup davacının marka haklarını ihlal eder bir eyleminin de ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiği-

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinle ...